1 Mayıs 2023 Pazartesi

3.Kıtalararası İşbirliği Zirvesi, Türkiye –Afrika-Yılmaz Parlar

  3.Kıtalararası İşbirliği Zirvesi, Türkiye –Afrika

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında iş birliklerini geliştirmek ve ekonomik fırsatları değerlendirmek üzere 29-30 Nisan 2023 tarihlerinde Türkiye –Afrika arasında Haliç Kongre merkezinde 3.Kıtalararası İşbirliği Zirvesi gerçekleştirildi.



Dünyanın birçok coğrafyasında başarılı işlere imza atan Türk müteahhitleri, bugüne kadar yaklaşık 77 milyar dolardan fazla  1.700 yakın projeyle Afrika'nın kalkınmasına önemli katkı sağlamıştır. 



Tüm bu bilgilerin ışığında, Türkiye-Afrika ilişkilerinin ivme kazandığını gözlemliyen, HBS Mimarlık ve HBS Uluslararası Organizasyon’u KOSGEB ve Ticaret Bakanlığı destekli olarak zirve gerçekleştirdi.



16 Afrika ülkesinden etkin alım heyetleri zirveye katılarak (B2B) görüşmeleri gerçekleştirildi. 

Türkiye’den 25 farklı sektörde faaliyet gösteren üreticiler zirveye katılım sağladılar.



Açılış Konuşmaları sonrasında İstanbul Ticaret Üniversitesinden Prof. Dr. Murat Kasımoğlu moderatörlüğünde bir panel düzenlendi.



İhracat hedefleri planlarken, Afrika kıtası her zaman listenin başında gelmesi gerektiği vurgulandı. Dünya nüfusunun % 20 nin Afrika’da yaşadığı zirvede söylendi. Takriben Afrika’da rakamsal 1,3 milyar insan yaşadığı ve kısa sürede 1,7 milyara ulaşacağı öngürülmektedir.

30  milyara yakın ihracatımız mevcut hedef hacmi  50 milyar dolara, daha sonra 75 milyar dolara taşımaktır.  



Gelişmekte olan Pazar özellikleri büyümeyi hızlandırması ve her şeyi kapsayan ekonomik refahı desteklemesi  için en büyük fırsatı sunmasıdır. Afrika’nın ekonomik potansiyeli gün geçtikçe artış gösteriyor. Afrika, dünyanın en hızlı büyüyen on ülkesinin çoğuna ev sahipliği yapıyor.



Enerjiden tarıma, sağlıktan bankacılık sistemine, inovasyona kadar birçok alanda karşılıklı yatırım fırsatları bir şekilde günden güne güçleniyor. Bugün Afrika'da havalimanlarından- limanlara, kamu binalarından- yollara, tünellere kadar birçok yatırımın altında Türk müteahhitlerinin imzası var. 

Pandemi salgınında tıbbi teçhizat ve malzeme desteğinde bulunduğumuz devletlerin arasında 44 Afrika ülkeside mevcut



Kaliteli altyapı ve dijitalleşme konusunda yapılan faaliyetler yatırım ve ticaret alanında Afrika'yı cazip hale getiriyor. Yeşil ekonomiye geçiş, imalat, ulaşım, lojistik, eğitim, sağlık, inşaat ve medikal turizm gibi pek çok farklı sektörde yatırım fırsatı var. 

Bunları değerlendirme adına yapılan 3. Kıtalararası zirve fayda sağladığı gibi çok girişimcinin önünü açan ilham verici oldu.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Nisan 2023 Salı

Hırdavat Ekonominin Büyük Ölçüde Temelidir-Yılmaz Parlar


Hırdavat Ekonominin Büyük Ölçüde Temelidir

Misyonu Avrupa İş insanları ile Türkiye İş insanları arasında köprü kurmak, Türkiye’ye yabancı yatırımcı sağlamak olan Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Orta Doğu Başkanı Iraj Alipour, Yalova’da Hırdavat Sektörün ilk başlarında olan, İçin Hırdavat ile bir araya geldi.





Toplantıda, 60 bin kalemden fazla ürün çeşitliliğiyle tersanelere ve müteahhitlere tedarikçi firma olarak hizmet veren, İçin Hırdavat Grubu Yönetim Kurul Başkanı Ahmet Murat İçin, Yönetim Kurul üyelerinden Betül İçin, Avrupa Ekonomik Senatosu Türkiye -Orta Doğu Başkan yardımcısı Yılmaz Parlar, Başkan Danışmanı Musa Soysal, Grup Avukatı İsmail Erbaş hazır bulundular.



Toplantı ardından Yalova İş İnsanları ile buluşma vesilesiyle, Yalova Garden Inn Hilton Hotelde iftar yemeğine geçildi. İçin Hırdavat Grubun ev sahipliğinde gerçekleşen iftar yemeğinde, İçin Hırdavat Grubu Yönetim Kurul üyesi Betül İçin firması hakkında bilgi paylaştı. Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Orta Doğu Başkanı Iraj Alipour, Avrupa Ekonomi Senatosu hakkında bilgileriyle birlikte, Türkiye sevdalısı olarak hedeflerini açıkladı.



Avrupa Ekonomi Senatosu EES, 1 milyondan fazla ortak girişimde olan network ağının merkezinde. Avrupa Birliği’nin karar verici kurumlarının ve yasa yapıcılarının başkanları, bürokratları ve diplomatlarıyla da çok yakın ilişki içerisinde. Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Orta Doğu Başkanı Iraj Alipour  Avrupa Ekonomi Senatosu hakkında verdiği bilgilere göre (European Economic Senate-EES)’in Yönetim Merkezi Münih.



Genel Başkan Dr. Ingo Friedrich. (Dr. Ingo Friedrich, 1979-2009 arasında tam otuz yıl Avrupa Parlamentosu’nda senatörlük yaptı. 2007-2014 döneminde de Parlamento Başkan Yardımcılığı’nı yürütdü.) Avrupa Parlamentosu’nda 49 Senatör var. Avrupa Konseyi’nin 2014-2019 döneminde Başkanı olan, Jean-Claude Juncker’de seçkin üyeler arasında 

Almanya, Avusturya, İsviçre, Çek Cumhuriyeti gibi farklı ülkelerin, Avrupa Parlamentosu’na seçilmiş üyeleri de üyeler arasında. 

Microsoft Almanya, Audi, Almanya Telekom, UBS Almanya, Deutsche Bank gibi Dünya çapında şirketlerin Başkan ve CEO’ları da Avrupa Ekonomi Senatosu’nun üyeleri.



Hırdavat malzemeleri çok geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Başlıca bu ürünün kullanıldığı kategoriler; ağaç, metal işleme, ağaç kesim motorları, aksesuarlar - yedek parçalar, akü şarj - akü takviye cihazları, akülü aletler, bahçe - tarım aletleri, boru işleme malzemeleri, boya tabancaları - sistemleri ve benzeri gibi ürünleri kapsamaktadır.

İçin Hırdavat Grubuda 60 Bin kalem ürüne sahip. 1990 yılından günümüze kadar 33 yıllık başarı tecrübeleriyle 4500 m2 kapalı alan, 12500 m2 açık alan olmak üzere toplamda 17000 m2 alanda faaliyet göstererek ekonomiye hizmet vermektedir. 



Hırdavat çok sektöre hitap etdiğinden yelpazesi altında her firmaya ulaşmak mümkün olduğundan İş potansiyeli inanılmaz yüksektir. Bu nedenle başlangıç noktası olan  bu özel toplantı, yerinde olarak çok önemli ve çok değerli olmuştur.


yilmazparlar@yahoo.com


1 Mart 2023 Çarşamba

Avrupa Ekonomik Senatosu’ndan Yalova Valisine Takdir-Yılmaz Parlar

 Avrupa Ekonomik Senatosu’ndan Yalova Valisine Takdir

Bilgisinin ışığında icraatların evrenselliğiyle işaretlenen Yalova’nın büyük vatandaşı Vali Muammer Erol’a Başkanlığını Dr. Ingo Friedrich’ın yaptığı, Avrupa Ekonomik Senatosu’ndan başarı plaketi sunuldu. Avrupa Ekonomik Senatosu Türkiye-Orta Doğu Başkanı Iraj Alipour, başarılarından dolayı Yalova Valisi Muammer Erol’a Avrupa Ekonomik Senatosu takdir plaketini, Valilik makamında takdim etti.



Vali Muammer Erol, doğal zenginlikleri olan, Yalova ilinin, ekonomik gelişmesine yönelik, tarımsal ve sanayi üretim kaynakların verimliliğini teşkil eden fizibilite çalışmalara dayanarak hayata geçirilmesinde büyük pay sahibi 

Ekonomiye ilham veren çalışmaları ve Avrupa Ekonomik Senatosuna yansımalarından dolayı, Vali Muammer Erol’a layık görülen plaket sunumunda; Avrupa Ekonomik Senatosu Türkiye -Orta Doğu Başkan yardımcısı Yılmaz Parlar, Başkan Danışmanı Musa Soysal, Grup Avukatı İsmail Erbaş hazır bulundular.



Yalova Valisi Muammer Erol, çarpıcı bir zekayla oluşturduğu güçlü bir kadroya sahip, sağlam adımlarıyla şehrine hakim komuta sahibi, herkesi hemen etkiliyen yapıya sahip.

Göreve başlama süresinden bu zamana kadar olumlu iz bırakan, aldığı meşaleyi daha parlak hale getiren, Yalova vatandaşları tarafından sevilen seçkin Vali Erol, şehrine o kadar yakın ki, vatandaşı olduğu iddia ediliyor. 

Günümüzde her Türk vatandaşın yüreğinde derin yaralar açan Güney Anadolu Depremin güncelliğini koruduğu şu günlerimizde, yeri gelmişken, Deprem ve diğer afet risklerine karşı Yalova şehrini hazırlayan risk yönetim proje çalışmaları yürüten valilerimizden biri Vali Muammer Erol. 

Şehirler için çok önemli görevlere sahip olan, doğrudan devlete bağlı, devlet çalışanı olan valiler, başda olmak üzere; bütçeyi detaylı bir şekilde hazırlamak titizlikle uygulamaktan tutunda, devlet adına, tüm devlete ait olan kurum ve kuruluşların il bazında denetimini yapmaya, kolluk kuvvetlerine emir ve direktifler vererek suç işlenmesini önleyerek, kamu düzenini ve huzurunu sağlamaya, il halkının ortak ihtiyaçlarını belirleyerek bunları gidermeye yönelik çalışmalar yapmak ve özel idaresini denetlemeye kadar pek çok yükümlüklerle çalışan değerlerimizdir.

Yalova Valisi Muammer Erol’un, hız kesmeden soluksuz çalışmaları ve takdire şayan başarıların yansımaları bu nedenle sınırları aşmış Avrupa Ekonomik Senatosunun dikkatini çekmiştir.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Aralık 2022 Perşembe

14. Türkiye'de İş Dünyası Dergisi-Dijital Ekonomi Zirvesi-Yılmaz Parlar

  Dijital Ekonomi Zirvesi


İş Dünyası Dergisinin 14.sayı lansmanında eş zamanlı olarak, oldukca hiperaktif geçen son derece faydalı ve başarılı “Dijital Ekonomi Zirvesi” de düzenlendi.



Ticarileşmeyi Bekleyen Fikirler, Kripto Para Borsaları Piyasa İçin Ne Değer Üretmeli?, E-ticaret ve E-ihracattan e-hayata” konulu paneller yoğun ilgi gördü

Dijital Ekonomi Zirvesi, Türkiye'de İş Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak ve protokol açılış konuşmasyla birlikde başladı.



Ekonomiyi Ölçmek zorlaştı


Bugünün ekonomisindeki yenilik, büyüme ve iş yaratmanın en önemli itici gücüdür. Dijital ekonomi, işletmelerin çalışma şeklini değiştirdi ve onlar için yeni fırsatlar yarattı. 


Aynı zamanda tüketicilerin davranış biçimini de değiştirdi ve onlara daha fazla güç verdi. Bu değişikliklere rağmen, giderek dijitalleşen dünyanın ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini anlamamıza yardımcı olan çok az istatistiki bilgi mevcut. Giderek Dijitalleşen Bir Dünyada Ekonomiyi Ölçmek zorlaştı.



Teknoloji ve sosyal trendlerin sağladığı ekonominin dijitalleşmesi, ekonomik aktörlerin davranış biçimini değiştiriyor. Kısa bir süre önce, çoğu insan tatil rezervasyonu yapmak için bir seyahat acentesi kullanır ve yeni bir çift ayakkabı almak için "gerçek mekanda faaliyet gösteren" bir mağazaya gider veya en yeni filmleri izlemek için bir DVD veya VHS kaseti kiralardı. 



Bugün, bunu evlerimizin rahatlığında yapabiliyoruz. Her şeyin dijitalleşmesi hem iş hem de kişisel yaşamımızı dönüştürürken, şu anda ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri anlamamıza yardımcı olacak çok az bilgi var. Bilginin her yerde olduğu Google gibi basit bir komutla elde edilebildiği dijital çağda, dönüşümü anlamamıza yardımcı olacak temel istatistiklerden yoksun olmamız oldukça ironik. 


İhlas Medya Grubu bünyesinde yayınlanan Türkiye'de İş Dünyası Dergisinin yeni sayısının açılış konuşmasında Celal Toprak "İş dünyası ile start-up'ları buluşturan bir misyon üstlendik" sözü zirveyi özetlediği gibi dijitalleşen ekonominin Türkiye'nin ekonomik anlamda gelişmesinin önünü açacabileceğinin altını çizdi.





Dergi içeriğinde dijitalleşmeyle, teknolojiyle ilgili konuların yer aldığını belirten Toprak,  İş dünyası ile start-up'ları buluşturan bir misyon üstlendiklerini vurgulayarak, “Bu köprüyü kurmanın Türkiye ekonomisi adına önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz. Dijital olmayan ekonomiler gelecekte olmayacak. Bunun farkındalığını sağlamalıyız. Hayatın her alanında dijitalleşebilirsek farklı bir kulvara girmiş olacağız. İş dünyası dergimize sahip çıktı, iş dünyasında bir boşluğu dergimizle doldurduk'' sözleriyle birlikde, Cumhurbaşkanlığı himayesinde sürdürülmekte olan ve yerel ekonomiye destek amaçlayan “Beni Hafife Alma” Projesiyle Konuşması sürdürdü. 

Beni Hafife Alma” projesiyle Ordu’da başlatılan yumurta üretkenliği ve dünyaya ihracat seferberliği gibi çok çeşitli ürünlerle tüm Türkiye şehirlerine yayılması misyonunu da ilave etdi. 

Panellerde; Ticarileşmeyi Bekleyen Fikirler ve başarılı Hikayelerde Moderatör Dj Mod Kurucusu Doğukan Kılıç Varmı APP Kurucusu Halil İbrahim Yüksel’e Startup hakkındaki sorusuna, Yüksel, insanların günlük ihtiyaçlarına yakın çevrelerinde çözüm bulmalarına yardımcı olmak için bir “hizmet marketi” olarak oluşturulmuş, Türkiye merkezli bir start-up'olduğunu belirtdi.tır. Varmı kapsamındaki hizmetler, onarımdan öğle yemeğine kadar oldukça geniş olduğunu, kişilerin gerek kendi mesleki alanları dahilinde hizmet vermek, gerekse hizmet almak için Varmı'ya üye olabileceklerini izah etdi.

Kripto Para Borsaları Piyasa İçin Ne Değer Üretmeli?,: Levent Karadağ, “Yine metafor sokak savaşlarına baktığımızda da oradan logosu hukukçularla normal hukukçuların savaşları başlayacak. Yani bu aslında şöyle de getiriyor, blockchain'in kripto parası, borsaları insanlar yavaş yavaş durmalı işlerin başına geçmeye başlayınca farklı bir yere getirebilirler Türkiye'yi. Yani Türkiye'deki işsizliği de değinmek açısından 10 sene evvel. Ingiltere'de yaklaşık olarak 30 tane gençlik merkezini gezdiğimde üniversite okuyan kimseye rastlayamadım. Doğrudur çünkü gerek yok ki, okumuyorum diyor. Zaten bir gelir durumu var. O nedenle gerçekten yani benim alanım. Firmaların şu andaki kafası karışık insanların nereye yatırmaları gerektiğini ama bu gençlere güvenmeleri belki 12 sefer atacaklar ama doğru çıkacaklar aksi takdirde. Hiç olamayacaklar diye düşünüyoruz. Yani yeni dünya üzerinde evet bu. Böyle bir iş yapmak istedim hâlâ. Şimdi 3 sorunu olarak 2023 döneminde. Nasıl bir pazarlama stratejileri gelirsiz diyorsunuz? Neden yapmak istiyorsunuz, nasıl bir planınız olacak? Diğer taraftan da hanımefendinin dediği gibi aslında teknoloji firmaları. Aslında Türk teknoloji firmaları bugün. Mercedes diyor ki rakiplerinden korkmuyorum. Bu bulunmayan işlenmez, korkuyorum diyor. Şimdi baktığınız zaman Amazon banka gibi çalışıyor hem kredi kartı veriyor. Aynı zamanda bankaların diğer firmalarda yavaş yavaş bankalara hizmet sunan firmalar. Kendiniz banka olmaya. Bu önerge sizlerin yani yeni. 2023 te nasıl bir pazarlama stratejileri duruyorsunuz, nasıl bir öngörüleriniz var? Sorulara ortak cevaplar;


Dijital ekonomi insanların mal ve hizmetler için ödeme yapma şeklini değiştiriyor 


Kripto para birimlerinin ortaya çıkışı ve büyümesi, düzenleme ve güvenlik hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor Bu, politika yapıcıların, işletmelerin ve bireylerin, giderek daha fazla dijitalleşen dünyanın sosyal ve ekonomik sonuçlarını daha iyi anlamalarını sağlayacaktır.


Panellere  katılanlara ve başarılı olanlara plaketler verildi


yilmazparlar@yahoo.com


13 Kasım 2022 Pazar

13'üncü Boğaziçi Zirvesi Paneller-Yılmaz parlar

  Atatürk Ve Dünya Zirveye Damga Vurdu

13'üncü Boğaziçi Zirvesi Paneller

Yönetim Kurul Başkanlığını Cengiz Özgencil’in yaptığı Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 13'üncü Boğaziçi Zirvesi önemli panellerde çok sorular ve sorunlar zihinlerde cevap buldu.



Bu yıl "'Büyük Dönüşüm: Küresel Değişimin İtici Güçleri" temasıyla gerçekleşen 13. Boğaziçi Zirvesi'ne 90’a yakın ülkenin temsilcileri katıldı. Tüm panellerde İşlenen konular, Mustafa Kemal Atatürk'e dayandırılarak Ata’mızın çok konuşmalarda adı geçti. 

10 -11 Kasım 2022 tarihleri arasında Conrad Boshorus Hotelde gerçekleşen zirvede Yuvarlak Masa- Büyük Dönüşüm isimli oturumda

Moderatör,  UİP Onur Kurulu, Prof. Dr. İlter Turan, Panelistler NATO Eski Genel Sekreter,  Lord George Robertson, UİP Onur Kurulu Üyesi, Dr. Mehmet Ali Neyzi, İsveç Eski Dışişleri Bakanı, Margot Wallström (Video) ile katılarak, Covid-19 sonrasına kadar değişen dünyanın yeni vizyonu konuştular.

Boğaziçi zirvesine Ata’mızın ölüm yıldönümü tarihine gelmesi ve işlenen “Atatürk ve Dünya” konulu oturum zirveye damgasın vurdu.



UİP Onur Kurulu Prof. Dr. İlter Turan Moderatörlüğünde; Duayen tarihci, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ankara Üniversitesi Akademisyenlerinden  Prof. Dr. Taşansu Türker, Macaristan’dan Türkolog Dr. Edit Tasnadi, California ABD San Diego  Üniversitesi, Tarih Departmanı Profesörü Prof. Dr. Michael Provence “Atatürk ve Dünya” konulu panelin konuşmacılarıdı

Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün dünya tarihindeki eşsiz rolüne ilişkin Sözler vurgulandı. 

1923 ve 1930 yılları arasındaki Atatürk hakkındaki yorumlara baktığımızda;  Henüz yüzeyseldi.

Ancak, onun fikirleri ve devrim felsefesi, 1931 ve 1938 arasında daha iyi takdir edildi.

Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün siyasi kariyerinin dört aşaması olmuştur. 

Önce Türk milletinin egemenliğini savunmak (1919-1922), ardından yeni kurulan modern Türkiye Devletinin kurumlarını inşa etmek(1922-1924), sonrası kültürel-hukuk reformları (1924-1928) ve son olarak eğitim üzerine ve sanayileşme, sosyal eşitleme ve sonraki nesile geliştirme.

Atatürk'ün ülkesini kurtardıktan sonra bazı girişimlere giriştiği gerçeği, Türk milletini çağdaşlık yoluna koyacak köklü reformlar, medeniyet Batı'da genellikle hayranlıkla karşılanmış 

Kemalist milliyetçilik ırkçı değildi ve zulme dayanmıyordu. Milliyetçilik. amacı Türk bağımsızlığını korumaktı.

Aynı zamanda karşılıklı bağımlılık fikrine ve gerçekliğine adanmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün dış politikası "yurtta sulh" mottosuna dayanmaktadır ve dünyada barış." Aslında diğer ülkelerle Kemalist politika, birlikte yaşamanın. Mustafa Kemal aslında yurtta sulh, yurtta sulh istemiştir.

Öte yandan, Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün dış politikası, Türkiye'nin tam bağımsızlığa sahip olması gerektiği konusunda ısrarlı sınırlar. Kemalist politikanın ilkesi olan Türkler için Türkiye. İçinde Bu ilkeye uygun olarak Kemalizm, halkın hayati çıkarlarına saygı duyuyordu diğer milletler. Atatürk yönetimindeki Türkiye, Türkiye'nin zincirlerinden kurtulmuştu.

Dış çıkarlar ve dış politikada eşit kalmaya kararlıdır. Ülkesini denizden taşımıştı. Dünya Tarihinde Eşsiz Bir Rol Oynamak. O sadece seçkin biri değil, Türk askeri, aynı zamanda büyük bir devlet adamı ve reformcudur.

Ulusunun kaderini belirlemiş ve ulusunun nezaketi üzerinde kalıcı bir izlenim bırakmıştır. milletler. O sadece bir yenilenmenin habercisi olmakla kalmayıp, kendi dinamiği altında liderliği, Türkiye'nin bağımsızlık savaşı, Türkiye'nin ölüm çanını çalmıştı.

Türkiye. Mustafa Kemal Atatürk'ümüz, dinamiği nedeniyle evrensel saygı kazandı. Ata’mızın Türk kadınına tanıdığı eşitlikler Dünya ülkelerine ilham vermişdir. Bu cihetle  “Cinsiyet Perspektifinden Ekonomide Kadın” Konulu panelde yoğun ilgi gören paneldi.



Moderatör, Gonca Karakaş, CEO, Effect BCW , Panelistler Işıl Hasdemir, Türkiye Genel Müdürü, DELL, Gülden Yılmaz, Koton Yönetim Kurulu Üyesi, Shamsa Al-Bulushi, Direktör, Birleşik Arap Emirliklerinden  Mohammed Bin Rashid Knowledge Foundation, olması gereken ve kendi uygulamalarından örnekler verdiler.

Hızlı toplumsal cinsiyet analizi bakıldığında; mevcut en son sürdürülebilir kalkınma hedefi, en son kanıtları dünyanın 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşma yolunda olmadığını gösteriyor. 

Cinsiyet eşitliğini sağlamak için önümüzdeki uzun yolu işaret ediyor. ilerlemeyi yönlendirmede oynadığı temel güç ve yol göstermede kadın ve kızların merkezi rolü vurgulanıyor. Toplumsal cinsiyet dinamiklerine dikkat çekmeyi amaçlıyor ve risk, kırılganlık ve yeteneklerin cinsiyete dayalı boyutlarının dikkate alınmasını sağlamak için insani yardım liderliği, aktörler ve önerilerde bulunuyor.

Girişimci kadınlarımızdan İrina Konstantinova ile yaptığımız kadın ve ekonomi ile söyleşide İrina İrina Konstantinova panel sonrası yorumunda  “Tüm dünya ve ülkemizde kadının ekonomide önemli rolü bilinsede hala cinsiyet eşitsizliği hepsinin üzerine üzülerek sünger çekiyor..”dedi

BASIN panelinde ;Habertürk Gazeteci-Köşe Yazarı Kübra Par Moderatörlük görevini üstlendi.  Panelistler Kahire, Egypt TV Ahmed Yousef, Yazar – Gazeteci Gürkan Hacır,

Araştırmacı, Uluslararası Türk-Arap Diyaloğu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Samir Salha panelistlerdi.

Medya özgürlüğü, güvenliği, hukuk konuşmaların odak noktasını belirledi.

Medyanın “Barışçıl, adil ve kapsayıcı toplumlar” geliştirmedeki rolü haklı olarak vurgulandı. Ülkelerdeki barış inşası çalışmalarında, gazeteciler genellikle insanların haklarına ilişkin farkındalıklarını artırarak, hükümetlerden hesap sorarak ve çatışmalara şiddet içermeyen tepkileri teşvik ederek kilit rol oynarlar.

Gazetecilerin güvenliğine ve kendilerine karşı işlenen suçların cezasız kalmasına” yönelik tehditlerin süregelen zorluklarıdır. Çoğu devletin Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülkenin en alt kısmında yer aldığı açıktır.

Medyaya yönelik saldırı ve tehditleri belgeleme becerilerini geliştirmek, faillerden hesap sormak için kanıt toplamak ve bu tür suçların cezasız kalmasını sağlamak için projelerin olması gereklidir.

Basın özgürlüğünü güçlendirmek için harekete geçmeye çağıran bir kampanyalar gereklidir. Sadece güvenlik değil, Gazetecilerin emniyetini ve güvenliğini artırmaya yönelik çalışmak. 

Medyanın barışçıl toplumları ilerletmedeki rolünün başarısının, medyanın kendisinin ne kadar kapsayıcı olduğuna ve zarar vermekten kaçınıp kaçınmadığına bağlı olduğuna inanınılması, medyanın ana akım haber ve fikir içeriklerinde kadın ve azınlık gruplarının sesleri ve kadın gazetecilerin yanı sıra azınlık gruplarından bireyler için medya sektöründe gelişmek için alanlar yaratması gerektiğidir.

Aynı zamanda, her iki ülkedeki medyanın da nesnel, sorumlu ve belirli topluluklarda veya daha geniş toplumda şiddetli çatışmalara yol açabilecek mevcut gerilimleri körüklemeyen içerik üretmede daha iyi olması gerektiğidir.



Eskişehir Belediye Başkanı, Yılmaz Büyükerşen, Şehirleri Geleceğe Hazirlamak konulu sunum yaptı. Eskişehir’e yaptıkları icraatları gelişimini anlatdı.

Büyükerşen, "Eskişehir’de çalışmalara büyük bir depremle başladığını hazırlıksız olduğunu göstermenin yanında yaygın belediyecilik anlayışındaki hataları sıraladı.

Deprem, Eskişehir'i ikiye bölen Porsuk Çayı’nın ne derece dayanıksız olduğunu, imar planlarının ele alınması gerektiğini ispatlamış oldu. İlk işimiz şehir itfaiyesinin yenilenmesiydi."

Şehirlerin kalkınabilmesi için o şehirde üniversiteler varsa onlar lokomotif görevi görmeliler; hem kalkınmada, hem yenilenmede üniversiteler şehir sorunlarına el atmıyorsa o şehirlerin kalkınmasının güç olduğunu belirten Büyükerşen, "Yapacağım tek şey proje haline getirdiğimiz ihtiyaçlar listesini Avrupa'ya ulaşmaktı. Avrupa'ya çıktım büyük bankaların kapsını çalarak kredi istedim.”  



Çok güzel projelerinin hayata geçirildiğini, kent için toplu taşımacılık, ulaşımcılık sistemi ve hafif raylı sistemi kurduklarını öyleyen Büyükerşen, 2014 yılında dünya raylı sistemler ödülünü kazandıklarını dile getirdi. Büyükerşen, büyük altyapı projelerinden sonra atık su arıtma tesisleri kurduklarını söyledi. Büyükerşen, "Dünyanın iklim değişikliğini dikkate alarak yeni su rezervleri yapmak üzere kolları sıvardık. Göletler yapmaya başladık. Su rezervlerini oluştururken, aynı zamanda su sporları merkezi de yapıldığı için Eskişehir buna ev sahipliği yapmaya başladı." ifadelerini kullandı.

Eskişehir'in turistik bir karakter kazanmaya başladığını kaydeden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Avrupa'da gelişmiş şehirler gibi orada gördüğünüz geniş yeşil alanlar yaptıklarını söyledi. Büyükerşen, fiziksel yatırımları iyileştirmenin ötesinde halkın kültür ve sanat donanımına katkıda bulunduklarını dile getirdi.

yilmazparlar@yahoo

6 Kasım 2022 Pazar

8. İstanbul Güvenlik Konferansı-Yılmaz Parlar

 8. İstanbul Güvenlik Konferansı

 

İstanbul Güvenlik Konferansı sekizinci yılında Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Post-Güvenlik İkilemler, Entegrasyonlar, Modeller ve Asya“ ana teması altında küresel ölçekte katılımla 03-04 Kasım 2022 tarihinde Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter’de gerçekleştirildi. 



Küresel ölçekte güvenlik, Etkili siber güvenlik, Ulusal güvenlik, gün geçtikce önemini artırmaktadır. TASAM Yönetim Kurul üyesi İhsan Toy'un belirtdiği gibi,150 den fazla stratejik araştırma içeren kitaplar yayınlayan ve çok sayıda stratejik temalı zirveler gerçekleştiren TASAM’ın 29 Oturum ve 150'den fazla sunumun yapıldığı “8.İstanbul Güvenlik Konferansı”nda15 ülkenin siyasetçileri, bürokratları, büyükelçileri, askeri uzmanları, akademisyenlerı, profesyonelleri görüş bildirdiler.


Güvenlik coğrafi bir konudur çünkü farklı yerler, o bölgenin güvenliğini etkileyen benzersiz fiziksel ortamlara ve kültürel sistemlere sahiptir. Ulusal güvenlik, coğrafya gibi, zaman ve mekânı ve o mekânın zamanının sınırları içinde var olanı içerir. Bunlar aynı zamanda coğrafi bakış açılarıdır. 

Bağlantılı dünyamızda siber saldırılar ciddi bir tehdit haline geldi. Bugün, dünya çapında her gün altı milyondan fazla siber saldırı gerçekleştiriliyor ve bu eğilim artıyor.  Üretim kesintilerinden, ticari sırların kaybından veya verileri geri yükleme maliyetinden kaynaklanabilecek ekonomik zarar çok büyüktür. 

Bu tür saldırılara karşı koruma çok önemlidir. Siber güvenlik, dijital toplumun bel kemiğini oluşturur. Bu nedenle dijital verilerin korunması giderek daha önemli hale geliyor. 

Siber suçlar her zamankinden daha yaygın hale geldikçe (bu yıl 6 trilyon dolarlık zarara yol açarak onu tüm küresel yasadışı uyuşturucu ticaretinden daha karlı hale getirmesi beklendiği söylenmektedir.) Yöneticilerin siber suçları püskürtecek kadar sağlam bir siber güvenlik stratejisini savunması zorunludur. 

Etkili siber güvenlik, yalnızca uygulama güvenliği, sızma testi ve olay yönetimini değil, aynı zamanda çalışan davranışlarını, üçüncü taraf risklerini ve diğer birçok potansiyel güvenlik açığını da kapsayan sürekli bir çaba gerektirir.


Göç, bir bölgenin güvenliğini ve istikrarını etkileyebilecek faktörlerden biridir. Göç, daha önce bu tür olayların yaşanmadığı bir bölgede terör eylemlerinin çoğalmasına neden olabilir. Göçmenler terörle bağlantılı bölgelerden geliyorsa bu risk daha yüksektir. Bu nedenle menşe bölgesi, göçmenlere nasıl davranılacağına karar verirken ülkelerin dikkate aldığı ana faktörlerden biri olmaya devam etmektedir. Asya'daki savaşın parçaladığı ülkelerden gelen göçmenler, terörizm söz konusu olduğunda yüksek riskli olarak algılanıyor.

Her yıl küresel ölçekte güvenlik profesyonelleri başta olmak üzere akademisyenler, bürokratlar, askerler, araştırmacılar, iş insanları ve gazetecilerin yoğun katılımıyla bir Türkiye ve İstanbul markasına dönüşen İstanbul Güvenlik Konferansında ;TASAM Başkanı Prof. Dr. Süleyman Şensoy, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Oliver Spasovski, Uganda  Savunma Bakanı Tümgeneral (E) Jim Muhwezi Katugugu, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Dr. Mohammad Hassan Sheıkholeslami, Bosna Hersek Emniyet (Polis) Genel Müdürlüğü Baş Müfettişi Midhat Hasanspahic, ASELSAN Strateji  Yönetimi Direktörü Sami Duman, TASAM Başkan Yardımcısı Tuğgeneral (E) Doç. Dr. Fahri Erenel açılış konuşması gerçekleştirdiler. 

TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY açılış konuşmasında  21. yüzyılda temel zorluğun, çağdaş küresel güvenlik problemlerinin kapsamı, ölçeği ve doğası ile uyumlu kuramsal çerçeve yokluğu olduğu tespitini yaptı. 

Başkan ŞENSOY, sermaye kaynaklı oluşan post-güvenlik  yapısı ve bu yapının stratejik hamleleri ile oluşan ve yeniden önem kazanan jeopolitiğin Doğu ile Batı arasında yaşandığını belirti.

Şensoy“Mevcut alt yapıyı ve kapasiteyi güncel varlıklara/yeni konvansiyonele dönüştürmeye dair nasıl bir politika izleneceği ise gelecek ve güvenlik için de belirleyici olacaktır. Post-Güvenlik ikilemleri arasındaki rekabet Asya’yı merkez alıyor.“dedi

Başkan ŞENSOY, 8. İstanbul Güvenlik Konferansı etkinliklerine; devlet temsilcileri, savunma ve güvenlik aktörleri, akademisyenler, politika yapıcılar, sektör temsilcileri, uzmanlar ve düşünce kuruluşlarından, serinin önceki konferanslarında olduğu gibi güçlü katılım sağlandığını dile getirerek, “Post-Güvenlik Jeopolitik başlığının içini en çok dolduran konular; özellikle Akdeniz-Atlantik ve HintPasifik’teki yeni entegrasyon çalışmalarıdır. Bütün entegrasyonların hem güvenlik hem sosyolojik hem ekonomik hem teknolojik anlamda zaman içinde büyük karşılıkları olacaktır“ şeklinde açıklamda bulundu.

Başkan ŞENSOY tüm bu rekabet parametreleri ışığında, yeni güç ve mülkiyet ekosisteminde konvansiyonel olarak sahip olunan her şeyin, anlamını büyük ölçüde kaybettiği ve değerinin düştüğü bir dönem yaşandığını ifade ederken ayrıca günümüzün rekabet ortamında ulus devletlerin zayıflaması ile orta sınıfın dönüşümü ve demokrasilerin  geleceği konusunun temel tartışma olmaya devam edeceğine de vurgu yaptı.


Konferans boyunca 4 farklı “Forum” gerçekleşti. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu, Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forum, Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu.

Birkaç salonda eş zamanlı gerçekleşen panellerden takip edebidiğimiz konuşmacılardan BDU Uluslararası İş İnsanları ve Diplomatlar Birliği, 8. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın destekçileri arasındaydı. BDU Başkanı Dr. Musa Karademir, “ Dijital Para ve Finans Güvenliği ” konusunda bir sunum yaptı. 

Aynı şekilde BDU Kurucu Yönetim Kurulu Üyeleri; Doç. Dr. Aslıhan Nakiboğlu; “ Kripto Para Kullanımına Yönelik KOBİ Yöneticilerinin Görüşlerinin İncelenmesi: Niğde TSO Üyeleri üzerine Bir Araştırma, ” Doktorant Mehmet Nuri Kaynar; “ Kamu Güvenliği çerçevesinde Değişen Paradigmalar ve Güvenli Eğitim Ortamı, ” Doktorant Ayşe Kaşıkırık; “ Pandemi ve Savaş Gölgesinde Gıdaya Erişim Hakkı, ” Öğretim Görevlisi Güney Ferhat Batı; “ Aliya İzzetbegoviç’in Yugoslavya Politikası ve Avrupa’nın Güvenliği’nde Bosna-Hersek’in Stratejik Önemi “ başlıklarında birer sunum gerçekleştirdiler. 


Fenerbahçe Üniversitesinden Doçent Dr. Tuba Eldem,”Rusya-Ukrayna Savaşı Ve Avrasya’da Üçüncü Bir Güç Olarak Orta Koridorun Yükselişi” Başlıklı sunu özeti

“Orta Asya, Kafkaslar ve Türkiye ekonomilerini potansiyel olarak değiştirecek olan Orta Koridor’un gelişimi, şimdiye kadar Avrupa Birliği'nden gelen talep yönlü itici güçlerin eksikliği nedeniyle sekteye uğramıştır. 24 Şubat 2022’de Rusya'nın Ukrayna'ya işgalinin doğurduğu önemli jeopolitik sonuçlardan biri Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya boyunca uzanan Orta Koridor'un hem ekonomik bir bölge hem de Çin-Avrupa bağlantısı için giderek daha çekici bir alternatif rota haline gelmesi olmuştur. Rusya'nın Ukrayna işgali sonrasında ağır yaptırımlara tabii olan Rusya ve Beyaz Rusya topraklarından geçen Kuzey Koridor üzerindeki Avrupa ve Çin arasındaki kara ve tren yolu kargo taşımacılığı aksamıştır. Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nin en büyük başarısı olarak kabul edilen Yeni Avrasya Kara Köprüsü (Çin, Kazakistan, Rusya, Beyaz Rusya, Polonya, Almanya) boyunca Çin-AB sevkiyatları, Rus işgalinden bu yana yüzde kırk azalmıştır. Bu kesintilerin Orta Koridor’un kargo hacmini bu yıl 2021’e göre altı kat arttırması beklenmektedir. 

Orta Koridorun yükselen potansiyeli, Orta Asya ve Güney Kafkasya'da Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası boyunca bölgesel entegrasyon çabalarını Rusya ve İran aleyhine geliştirmektedir. Çin'in arz yönlü politikası Orta Koridor’un büyümesine imkan tanırken, Avrupa’daki enerji krizi, en agresif fosil yakıt karşıtı politikalardan bazılarının yeniden gözden geçirilmesine ve yumuşatılmasına yol açarak, Avrupa’nın potansiyel enerji kaynağı, küresel ulaşım ve lojistiğin bir parçası ve uzun vadede üretim ve ticaret ortağı olarak ilgisini Orta Asya ve Kafkaslara yöneltmiştir. Trans-Avrupa enerji, lojistik ve ulaşım ağları için yüksek jeostratejık  çekim potansiyeline rağmen Türkiye henüz kayda değer akış veya yatırımı kendine çekememiştir. Trans-Sibirya demiryolu üzerinde büyük ölçüde aksayan Çin-Avrupa taşımacılığını kendine çekememesinin nedeni, Çin ve Almanya'yı Orta Koridor üzerinden bağlamak için mevcut tercih edilen seçeneğin, İstanbul yerine Poti (Gürcistan) ve Köstence (Romanya) limanları üzerinden Karadeniz deniz taşımacılığı yoluyla olmasıdır.  Almanya'nın Asya-Avrupa demiryolu taşımacılığı için en büyük varış noktası olması nedeniyle, Alman akışını çekme yeteneği Türkiye’nin ulaşım ve lojistik ağ merkezi olabilmesi için kritik önem taşımaktadır. Orta Koridor’un uzun vadeli başarısı ise piyasa güvenini yeniden kazanılmasına, altyapının iyileştirilmesine ve kolaylaştırılmış gümrük prosedürleri gibi daha koordineli çok taraflı işbirliğine dayanmaktadır.” 


Elazığ Fırat Üniversitesinden Doç. Dr. M. Tuncay Gençoğlu sunusunda ilginç siber örgütlerin oluşturulmasını sundu.

“ Artık bir çok ülke Siber komutanlık, siber ordu yada Siber Uzay savunma gücü adıyla ordular kuruyor. Şu an itibariyle 40’tan fazla devlet bir tür askeri siber komutanlık kurdu ve en az bir düzine devletde kurmayı planlıyor. ABD, İngiltere, Çin, Rusya, İsrail, İran, Kuzey Kore, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Kanada, Almanya Siber ordusu olan ülkeler. Geçtiğimiz günlerde bunlara Polonya’da eklendi (Siber Uzay Savunma Gücü adıyla düzenli bir ordu kurulduğu deklere edildi). Bunların hepsinin başında bir orgeneral yada korgeneral var. 

Türkiye’de Siber Savunma Komutanlığı adıyla bir birimimiz var ancak bu birim Genel kurmayın ve TSK’nın bilgi sistemlerini korumak amaçlı görev yapıyor, görev tanımıda zaten bu minvalde.

“Siber Uzay Savunma Gücü” Siber güvenlik komutanlığı bağımsız bir komutanlık olarak kurulmalıdır.

Bir muhabere taburu ofansif siber kuvvet olarak yapılandırılmalı ve bu yapının temel amaçları ise; Operasyon, Savunma, Saldırı, Sızma şeklinde olmalıdır.

“Bilim süvarileri” adıyla profesyonel programcı ve kodlayıcılardan oluşan, kimlikleri gizli, sürekli klavye başında olan, bir çok alanda faaliyet gösteren, sıcak bölgelerde ve siber savaşlarda görev yapabilecek olan  gizli bir Ordu kurulmalıdır. Bu Ordu, gerçek zamanlı siber istihbarat elde etmek için büyük veri analitiğini kullanarak verilerin otomatik olarak işlenmesini sağlayan teknolojiler geliştirmeli ve kullanmalıdır. 

“Siber Güvenlik Bakanlığı” kurulmalıdır. Yada başka bakanlıklarla birleştirilebilir. (İçişleri ve Siber Güvenlik Bakanlığı)

Dış işleri bakanlığı içerisinde bir “Siber Büyükelçilik” kurulmalıdır. Siber krizlerin diplomasi yoluyla çözülmesi amacıyla çalışacak siber vatanın korunmasında diplomasi işletecek bir birim. Devletler siber dış politikalara dair ofisler kurup başlarına bir büyükelçi atıyor. Uluslararası ilişkilerin siber boyutunun önemini kavrayan gelişmiş devletler bu tarz birimler açarak olası siber krizleri diplomasi yoluyla çözmeyi hedefliyor. ABD’ nin ilk siber büyükelçisi Nathaniel Fick oldu. Dışişleri bakanlığı bünyesinde açılan Siber Uzay ve Dijital Politika bürosuna başkanlık edecek Fick, ABD’nin Siber Uzay ve Dijital teknolojiler konusundaki dış politikasını yönetecek.”şeklinde sunusunda olması gereken birimleri dile getirdi.

Siber güvenlik, tüm veri kategorilerini hırsızlık ve hasardan koruduğu için önemlidir. Buna hassas veriler, kişisel olarak tanımlanabilir bilgiler, korunan sağlık bilgileri , kişisel bilgiler, fikri mülkiyet, veriler ve hükümet ve sektör bilgi sistemleri dahildir. 

Hassas verileri ve kişisel bilgileri depolamak için küresel bağlantı ve bulut hizmetlerinin kullanımı nedeniyle hem doğal risk hem de artık risk artıyor.  

İş liderleri artık yalnızca virüsten koruma yazılımı ve güvenlik duvarları gibi kullanıma hazır siber güvenlik çözümlerine güvenemez, siber suçlular giderek daha akıllı hale geliyor ve taktikleri geleneksel siber savunmalara karşı daha dayanıklı hale geliyor. İyi korunmak için siber güvenliğin tüm alanlarını kapsamak önemlidir .

Siber tehditler, kuruluşunuzun herhangi bir seviyesinden gelebilir. İşyerleri, personeli sosyal mühendislik dolandırıcılıkları, kimlik avı , fidye yazılımı saldırıları ve fikri mülkiyeti veya kişisel verileri çalmak için tasarlanmış diğer kötü amaçlı yazılımlar gibi yaygın siber tehditler hakkında eğitmek için siber güvenlik bilinci eğitimi içermelidir.


Siber güvenliğin önemi artıyor.  Siber Suçlar Neden Artıyor? 

Bilgi hırsızlığı, siber suçların en pahalı ve en hızlı büyüyen bölümüdür. Büyük ölçüde, kimlik bilgilerinin bulut hizmetleri aracılığıyla web'e artan şekilde maruz kalmasından kaynaklanmaktadır.

Ama tek hedef bu değil. Elektrik şebekelerini ve diğer altyapıyı yöneten endüstriyel kontroller bozulabilir veya yok edilebilir. Kimlik hırsızlığı tek amaç değildir, siber saldırılar bir kuruluşta veya hükümette güvensizlik yaratmak için veri bütünlüğünü tehlikeye atmayı verileri yok etmeyi veya değiştirmeyi hedefleyebilir.


yilmazparlar@yahoo.com


7 Haziran 2022 Salı

Sürdürebilir Turizm ve Gastronomi Politikaları-Yılmaz Parlar

  Sürdürebilir Turizm ve Gastronomi Politikaları

Günümüzde yaşanan yoğun ekonomik ve sosyal gelişmenin bir sonucu olarak gastronomi turizminin odak noktası, yaşam standartlarındaki artışlar ve insanların seyahat etme olanakları referans alınmalı.



Pek çok Gastronomi turizm projelerinde varlık gösteren, çok başarılara imza atan, Türk gastronomisini tanıtma misyonuna tutkulu, kararlı, fedakar, bilgili, gönül insanı Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe Balıkesir Gastronomisi için Balıkesir valiliği ile Basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısı ardından “Sürdürebilir Turizm ve Gastronomi Politikaları” konulu Panel düzenledi.



Kuruluş tarihi çok kısa olmasına rağmen, dernek üyeleriyle sinerjik takım kurarak, bu güne kadar örnek teşkil edecek etkinlikleriyle Gastronomi turizmde önemli yol alan, GTD Başkanı Gürkan Boztepe, gastronominin turizmin gelişmesindeki rolüne çeşitli küresel örneklere atıfta bulunularak odaklanmak adına gerçekleştirdi.



Mutfağımız Neden Önemli

Farklı kültürlerin bir arada olmasının sonucu, mutfağımızın zenginliğini tanıtmaya kendini adayan GTD Başkanı Boztepe, mutfağımızın güçlü taraflarını temsil eden ürünlerle başlama yaparak önemli bir pazar oluşturabilecek. Boztepe üstlendiği moderatörlüğünde “Gezmenin yöntemleri var. Vali beyle gezerek gezerken biz mutluyuz. Hani kendi kendinize de gezebiliriz ama bir şehri tanımak istiyorsak oranın en erkanı ile birlikte olarak gezmek çok kıymetli.” Sözleriyle açılış yaptı. 




Amerika’ya Türk mutfağını tanıtma etkinliğinden bahsetdi. 

“Gastronomi turizmi derneği olarak ticaret bakanlığımızda ve bir yemek yaptık. Fatma Şahin, bakanımızı, Ender Saraç’ı götürdük. Ender hocamızla beraber sağlıklı Türk mutfağı nedir? Gazetecilere anlatma imkanına sahip olduk. Birleşmiş Milletler in tam karşısında binamız Türk binası Türkiye'de gerçekten gurur duyulacak bir bina burada hem yabancı gazeteciler. Belediye Başkan Yardımcısını hepsini ağırlama imkanına sahip olduk. 


Sağlıklı Türk mutfağında da biz bir numarayız. Peynirde de durmayız. Aynı zamanda baklava da bir numarayız. Açık ara dünyada gastronomi konusunda bir numarayız ama bunları peynir gibi farklı farklı ülkeler çok güzel anlatmışlar. Biz niye anlamamışız? Bu kadar yıldan beri bu kadar değerli. Başladığımız olmasına rağmen annen annelerinin yemeklerini ye aktarmamız, bunların aktarılma yöntemleri nedir?” şekinde giriş yaptı panelistlere söz verdi.



Panelde Panelistlerin Önemll Paragrafları;


“Ben gastronomi turizmi yapan bir seyahat acentasıyım. Yani insanları alıp yurt içinde veya yurt dışında gastronomi bölgelerine götürüyor, Hem oradaki ören yerlerini gezdiriyorum hemde çok önemli kendilerine ait yemekleri yedirmeye çalışıyorum, işte Gaziantep, Urfa, Adana, Kayseri, Trabzon.. Ve bunların bir tanesi de artık sanırım Balıkesir olacak. Biz. Balıkesir’i sadece geçiş noktası olarak kullanıyoruz ve şimdiye kadar sadece işte tostu ile bilinen bir yerdi.”


“Aslında gastronomi turisti bunlar için geliyor ve normal kuruştan 7 kat fazla para harcıyor. Biz nostaljik özel yemekler yiyebileceğiniz ürünleri o yüzden turisti buraya çekebiliriz.”


“Karbon dediğiniz karbon salınımları ve değil bizim atmosfere verdiğimiz aslında kendi faaliyetleri sonucunda oluşturduğumuz bir gaz. Karbon miktarını azaltmaktan bahsederken, karbondan Hem toplumsal olarak atalarımızdan getirdiğimiz geleneklerimiz hem de insan vücudu olarak ihtiyaç duyduğumuz, vitaminler ve proteinler kısmı. Bir tarafa metan gazını, acaba ben bu hayvanlar da nasıl azaltabiliriz? Şu anda bir çalışma yürütüyor. Üniversitede metan gazını azaltır bilmenin hayvan besleme ile hayvanlara verdiğimiz yemle hayvanlarını tuttuğumuz termal şartlarla ilgisi olduğunu biliyor muydunuz?” 


“Eklemler ile ve farklı bilimsel temelli yöntemlerle tarımı, tarıma, hayvancılığa sahip çıkmak, yerel kültürümüze sahip çıkmak ve şehirlerimizi marka kent haline getirip sürdürülebilir markaları yaratmak hepimizin ortak payda daki görevlerinden diye düşünüyorum.” 


“Tüm yatırımlarla ilgili olarak da amaç şu, kendi markalarından ülkemiz içerisinde dağıtmak, şimdi uluslararası Balkan incilerimizin hepsine baktığımızda İstanbul ve büyük şehirlerimiz İzmir, Ankara şehrinde var. Bu uluslararası markalarımızı artık Anadolu ya yayılmak gerekir.”


“Türk kültüründe şöyle bir şey vardı biliyorsunuz misafir ağırlamak. Insanın ağırlamak bizler için önemli. Turizm ve hizmet sektöründe gelen her misafirimizi memnun etmek için elimizden geleni yaparız.” 

“Bursa şehrimizde çok önemli gelişmeler kaydetti. Birçok maddede oraya katma değer kazandı. Şimdi son zamanlarda Trabzon tarafında birçok farkımız var.” 


Herşeyimiz artık gastronomi olarak baktığımızda bir kültürümüzün bu kültürünüze birlikte yaşanmış olan bir. Yemek kültürümüz var ve aynı zamanda tarih var. Dışarıdan veya içeriden gelen turistlerin ilk talep ettikleri şeylerden bir tanesi de gittikleri yerdeki kültür anlamında ne görebiliriz, ne katabiliriz. Kendi ülkelerinden daha farklı alternatiflerimiz neler var ve bunlarla birlikte de tabii ihtiyaç olarak da karın doyurma.” 



Son olarakda panel konuşmaları Balıkesir valisi Hasan Şıldak özetledi.


“Bu kapasiteyi geliştirmek istiyoruz. Balıkesirli hem gastronomi alanında hem de turizmin bütün bileşenleriyle birlikte daha güçlü kılmak, daha görünür kılmak için yol almak istiyoruz. Ama bunun için bir yol haritasına ihtiyacımız var. Yani bir stratejiye ihtiyacımız var, turizmin planlanması, bir master plan hazırlanması bu konuda. Rotalar oluşturulması..


Heyecanlıyız, gün güzel başladı. Bence festival sizlerin katkılarıyla bugün de öyle devam edecek. Ilgi yoğun özellikle balıkesirliler çok mutlu. Yani diyorlar böyle bir şeye ihtiyaç varmış. Niye daha önce yapılmadı?” 


Panel plaketlerin verilmesiyle sona erdi


yilmazparlar@yahoo.com