12 Eylül 2021 Pazar

Walton Hotel Nişantaşı &Spa açılışı-Yılmaz Parlar Haberi

 Hotel  Walton Neden Örnek

Türkiyede yaklaşık 60 civarında bulunan Hotel zincirlerinden, Walton Hotels zincirine bağlı, Walton Nişantaşı Hotel & Spa Örnek olabilecek şehir Hotellerimizden biri. 



Şehir Hotel ziyaretlerimizin bu seferki durağı Walton Hotel zincirinden Walton Nişantaşı Hotel & Spa. Hotel renovasyonu tamamlayarak ve Dünya hotel standartlarında en iyilerini alarak, 1 yıl yenilenme hazırlığı sonrası turizm hizmetine kapılarını açtı.



Nişantaşı Melek sokakda bulunan, Walton Nişantaşı Hotel & Spa, Gerek inşaat aşamasında tasarımı ve gerekse işletme döneminde tüm ayrıntıları, şehir Hotel müşteri memnuniyetine uygun uyarlanmış

Hotel işletmeciliğini, turizmin çeşitli disiplinlerinden beslenen, Türk turizm ekonomisine katkılar sağlıyan, duayen turizmci MK Travel sahibi Muammer Kaya üstlenmiş. Noyan Ayhan, İbrahim Ernam, Teoman Önder, Cem Kaan Kuş İşetmeci ortakları ile şehir Hotellerini üst seviye taşımışlar.

Hotelin şehir merkezindeki konumu, konaklayan turistler için zamandan tasarruf etmede önemli bir etkendir



Walton Nişantaşı Hotel & Spa, Tekstil alıcıların en gözde yeri olan Moda merkezi Nişantaşı-Osmanbey konumunda bulunmasıyla, Hotelcilik etkinlik destinasyonu olması ile birlikde önemli her türlü alışveriş ve eğlence dünyasının yanı başında olması talep  yoğunluk getirmesine yol açıyor.

Yenilenen Hotelde odalar bir evin tüm ihtiyacını karşılar düzeyde ünitelerle donatılmış. Bir ev bir odaya nasıl sığdırılabilir.? Hotel işletmecisi iş adamı MK Travel sahibi Muammer Kaya’ya Mimarlarını veya şirketlerini sorarken, Başarının altında gizlenen sırrını, İnşaatlarının, Dünya otellerinden iyilerini alarak esinlendiklerini, tasarımların, fikirlerin uygulanması için Mimarlarıyla işletme ortakların ortak akılla eyleme geçirdiklerini öğrenmiş bulunuyoruz.    



Mükemmel şehircilik Hoteli nasıl olmalı? Konforlu bir konaklama için, bir Hotel seçerken, İdeal Hotel ne olmalı? Gibi soruları Muammer Kaya’ya sıralarken, “Seyahat edenlerin tüm gereksinimlerini, olması gerektiği gibi karşılayan bir Hotel, kaliteli turist konaklama örneği oluşturur.” Özet cevabı alıyoruz.   

Genel olarak, Hotel, hizmet ve hizmetler kümesi açısından güvenli bir şekilde olmalı. Hotel seçiminde genelde üç öne çıkan faktörlerin yanı sıra daha nesnel parametrelere güvenmek daha iyidir.

Hotel işletmeciliği alanında makroekonomik bir perspektifle bakıldığında; Farklı bir konaklama türü farklı seçim kriterleri içerir. 

Hotel performansın istatistiksel analizleri göstermiştir ki; makroekonomik faktörlerin hotel operasyonunu nasıl etkilediğidir. Regresyon analizinde Hotel performansı değişken Hotel doluluk oranı ile ölçüldüğüdür.

Şehircilik Hotelciliği açısından konfor, mükemmel otelleri karakterize eden ana unsurlardan biridir. Hotelin inşasındaki tasarımın yanı sıra tesisler için de modern bir perspektif sergilenmesi, ihtiyaçlara göre doğru odayı seçme şansı tanıması, tüm ihtiyaçları karşılayacak durumunda olmasıdır. 

Şehir merkezindeki eski bir hoteli, ideal sayılı odaları, inanılmaz bir şekilde tasarlanmış yeniden inşa edilen etkileyici bir çizgi bırakan, Sıhhi ve hijyenik parametreleri; havanın, havuzunun temizliği, gürültü seviyesi, havalandırma, güneşlenme yasal gerekliliklere uygun hoteli koordinatör Dilara Kalaycı ile geziyoruz. 

Walton Hotel, sektöre pozitif etki sağlayan, sosyal ve çevresel sorumluluğun bilincinde çevre dostu yerel ve geri dönüştürülebilir, özellikle İç mekanda az ve yalın malzemeler kullanımıyla ile inşa edilmiş.

Bina genelinde ve özellikle odalarda gelişmiş otomasyon sistemi gün ışığının maksimum içeri alınacak şekildeki geniş ferah odaları dinlenme rahatlığını artıran keyif veren faktörlerden. Hotel odaları ve genel alanlar -Sigara içilen ve içilmeyen katlar - Engelli misafirler için oda -Kuru Temizleme ve çamaşır hizmetleri -Bagaj Emanet Ofisi- Ekstra Yatak Servisi -Havalimanı Transfer Hizmeti -Oda Servisi  , Kişiye özel konfor sunan iklimlendirme, banyolarda özel jakuzili küvet ve özel tasarım duş, elektroni kasa saç kurutma makinası, büyüteçli ayna, ortopedik yatak, minibar, su ısıtıcaları , çay-kahve su servisi. 

Başarı ayrıntılarda gizlidir…



En göze çarpan en çok dikkat etdiğimiz inceliklerden biride merdiven boşluklarına emniyet ağların örülmesi. Anlamı insana, hayatına verilen değer. En ufak ihtimal halinde olsa bile, küçük bir ihmalle özellikle çocukların merdiven boşluğuna düşme ihtimali göz ardı edilmemişse, bu insana verilen değer ölçüsüdür. 

Müşteri isteğine cevap verecek hizmetlerin bir kaçını hotel genel müdürü Okay Pekgirgin şu şekilde sıralıyor; “İş dünyasının Moda merkezinde  konumlanmış olması, ulaşım açısından İstanbul Havalimanına, Sabiha Gökçen Havalimanına ulaşım sağlıyan Taksim Meydanda Hawaiste çok yakın mesafesinde oluşu, toplu taşımaya, sosyal olanaklara, çevre yollarına, iki yakanın köprü başına yakın olması, tercih edilmeye avantaj sağlamaktadır.

Ücretsiz kablosuz hızlı internet erişimi, Son teknolojiyle dizayn edilmiş yaklaşık 30 kişilik küçük toplantılara  hizmet veren toplantı odaları, üniteler, ihtiyaca cevap verebilecek niteliklere sahibiz. 



Restaurant Türk ve Dünya lezzetlerini tadabileceğiniz mutfağın mevcut oluşunu, yeme içme bölümü işletmecisi Birol Kopan’dan bilgiler alıyoruz.

İyi yemek iyi malzemeye bağlı olduğunu söylüyor Birol Kopan. “Kaliteli malzemeyi nakit olarak en uygun yerden alıyoruz.”  Metro Bölge Temsilcileriyle yaptıkları konuşmayla da bu söyleme tanık oluyoruz. 

Moda merkezinde oluşlarından dolayı yerli yabancı misafirlerini ağırlamak isteyenlerin menü isteğini önceden haber vermek suretiyle karşıladıkları gibi Türk ve Dünya mutfağını uyguladıklarını ancak Türk gastronomisini ön plana çıkaran menüye seçkin lezzetlere yer verdiğini öğreniyoruz.


Şehir hotellerin olmazsa olmaz trendlerinden Spa merkezi



Yaşam alanında; özel dinlenme bölümleri, bay-bayan özel fitness alanları, hamamlar,  yüzme havuzu ve özel stüdyolar mevcut.. 

Sağlık, dinlenmek ve yorgunluk atmak için gerçekdende önemli bir ünite. İşletme müdürü Ayşe Acar’dan ve Spa müdürü Tamer İğdelipınar’dan hizmetleri hakkında aldığımız bilgilere göre ; 

İsveç Masajı; İsveç masajı , 1812 yılında İsveçli doktor Per Henrik Ling tarafından geliştirilen tekniğe dayalıdır. Vücuda tamamen uygulanan klasik masaj kan dolaşımını arttırır, hücre ve dokuları canlandırır, aynı zamanda kas gerilimini azaltarak rahatlama sağlar.

Derin Doku Masajı;Bu masaji manüpilasyon temposunun düşük ancak hareket şiddetinin fazla olduğu bir masaj türüdür. Özellikle sert masajdan hoşlanan kişilerin tercih ettiği bir masajdır.

Bali Masajı; Tüm vücuda güçlü hareketlerle uygulanan bu masajda, yumuşak vuruşlar ve gerinme hareketiyle kas dokusuna derinlemesine etki eder. Hem bedeni hem de zihni rahatlatır ve gençleştirir.

Dört El Masajı;İki terapistin senkronize hareketler ile uyguladığı olağanüstü dört el masajını diğer masajlardan ayıran en önemli özellik; terapistlerin uyum içersinde aynı hareketleri uygularken enerjilerini vucüda vererek negatif enerjiyi pozitif enerjiye çevirmesidir

Couple Masaj; Çiftlere özel hazırlanmış iki kişilik odada aromatik yağlarla yapılan terapi, vücudunuzdaki gerginliği alıp rahatlama hissedeceğiniz keyifli bir masaj terapisidir.

Anti-Stres Masaj; Yavaş ve ritmik hareketlerle yapılan bir masaj türüdür. Kasları gevşetici, rahatlatıcı etkisi vardır. Baş, boyun, sırt ve ayak tabanını kapsar, gerilimi etkin olarak giderir ve vücuttaki kas ve dokuların gevşemesini sağlar.

Refleksoloji Masajı;  Bir tür denge masajıdır. Özel el teknikleri ile ayaklara uygulanan bu masajda amaç vücudun belirli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, fiziksel ve ruhsal iyileşmeyi sağlamaktır.

Relax Masaj;Rahatlatıcı, dinlendirici, gevşetici bir masajdır. Yavaş ve fazla baskı uygulamadan tüm vücuda uygulanır. Günün stresini azaltır, uyumayu kolaylaştırır.

Medikal Masaj (Bölgesel);Tüm kas grubu ele alınarak uygulanan medikal masajda, dolaşım sistemi esas alınmaktadır. Vücuda etki edecek şekilde ve tonda uygulanmaktadır. Kronik ağrılar ve yorgunluklar için kullanılan medikal masaj, kas ve hareket sistemine büyük etki eder.

Aromaterapi Masajı;Özel olarak hazırlanan 4 farklı yağdan birisini seçiminize göre kullanılır. En aromatik ve rahatlatıcı masajımızdır. Darbe ve akupressur tekniklerinin kombinasyonu ile uygulanır. Böylelikle kullanılan doğal yağlarda bulunan iyileştirici maddelerin cildinize nufüs etmesi ve size rahatlama ve gevşeme hissi vermesi sağlanır. Kesin bir jet-lag toniği.

Sıcak Volkanik Taş Masajı; Sıcak volkanik taş masajı, vücudun iyileşmesine ve detoksifiye olmasına yardımcı olan sıcaklık ve serinliği birleştirir. Sıcak taş mesajı, sıcaklığı ve soğuğu değiştirir - ağrıyan bir vücudu rahatlatmak için yararlı olduğu kanıtlanmış bir masaj tekniğidir. Sıcak taş masajı; vücudunuza nazikçe uygulanan kokulu yağla yapılır

Otelde en önemli bulduğumuz güleryüzlü işini mükemmel bilen ve uygulayan profesyonel ekibin, Dünya turizm standartlarına uygun hizmet anlayışıyla işlerini ifa etmeleri.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Ağustos 2021 Pazar

BDU -SHK - Sağlık Turizmi - Gastronomi -Hijyen Fuarı ve Zirvesi -Yılmaz Parlar

 BDU Koşmaya Devam


Ekonomik İşbirliği ve Diplomatik Koalisyon vizyona sahip BDU Uluslararası İşadamları ve Diplomatlar Derneği “ Geleceğin Geleceği ” temalı SHK FUARCILIK ile Uluslararası Sağlık Turizmi & Gastronomi & Hijyen Fuarı ve Zirvesi gerçekleştiriyor.



Uluslararası hukukun izin verdiği sınırlar içinde, Dünya çapında barış, iyi niyet ve işbirliği köprüleri kurmak, eğitim ve ağ oluşturma yoluyla iş ve diplomasideki merkezi rolü hakkında farkındalık yaratma amaçlı BDU, yeni kurulmasına rağmen yeni projeler için, aylık geleneksel toplantısıyla tüm üyeleriyle bir araya geldi. 


Sürekli eğitim forumları, ağ oluşturma fırsatları ve mentorluk sağlayarak, Bilim, Teknoloji, Kültür-Sanat, Spor, Eğitim gibi konuları destekleyen kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan BDU’nun ikinci toplantısında; Yönetim Kurul Başkanı Musa Karademir, Başkan yardımcısı Musa Soysal, Yönetim kurul üyeleri Aslı Gültekin, Mehmet Nuri Kaynar, Tahir Taş, Yılmaz Parlar, Bursa temsilcisi Yavuz Uzun, Kuveyt temsilcisi Nalan Özkan, Katar Temsilcisi Recep Demir, Ukrayna temsilcisi Cevdet Külekci, SHK Fuarcılık Sevda Korkmaz, Hakkı Korkmaz,  TÜRFED Federasyon kurucu Başkan yardımcısı Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Dr. Deniz Öner, TÜRFED Federasyon kurucu Başkan yardımcısı, Tüketiciyi Güçlendirme Derneği Genel Başkanı Jale Yanılmaz, SHK Fuarcılık Yönetim kurul üyeleri ve BDU üyeleri hazır bulundular.



Kalamış Marina Peysage Restaurant’da gerçekleşen yemekli toplantıda Başkan Musa Karademir tarafından, Sağladıkları destekler ve çalışmalarından Dolayı Katar temsilsici Recep Demir, Kuveyt Temsilcisi Nalan Özkan, Ukrayna temsilcisi Cevdet Külekci’ye teşekkür plaketi verildi


Toplantı esnasında, 26-27 Kasım 2021 tarihleri arasında, İstanbul Wow Otel Kongre Merkezi’nde “Geleceğin Geleceği” mottosuyla uluslararası düzeyde zirve ve fuar düzenleyecek BDU Uluslararası İş İnsanları ve Diplomatlar Birliği ve SHK Fuarcılık zirve hakkında açıklamalarda bulundular.



Covid 19” ve “Pandemi” son iki yılda dünyanın en çok kullandığı iki kelime oldu.


BDU Diplomatlar Birliği Genel Başkanı Musa Karademir, “Covid 19” ve “Pandemi” son iki yılda dünyanın en çok kullandığı iki kelime oldu. İnsanlığı derinden sarsan salgın hastalık, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlar başta olmak üzere pek çok değişikliğe yol açtı. Davranışlar, alışkanlıklar değişti. Yeni dünyanın kodları olarak da tanımlayacağımız bu sistemde, sağlık, eğitim, iş hayatı, sosyalleşme araçları, tüketim alışkanlıkları yeni nesil davranış ve alışkanlık biçimine dönüşüyor. Kamu kurumları, şirketler, üniversiteler başta olmak üzere, her sektör baştan aşağı bu dönüşüme ayak uydurmak zorunda. Yeni Ekosistemde; “Sağlık Turizmi, Gastronomi ve Hijyen/Temizlik Sektörleri”nin Tüm Paydaşları “Uluslararası Sağlık Turizmi & Gastronomi & Hijyen Fuar ve Zirvesi”nde bir araya gelerek, bugünü ve geleceği ele alacaklar. “dedi.



Sürdürülebilir bir ekosistem kurmayı, ülkemizden ve yurtdışından gelecek olan katılımcı ve konuşmacılarla, geleceğin geleceğini sektörler bazında bütüncül değerlendirmyi amaçladıklarını söyleyen Karademir, “Bu çerçevede amacımız; İşbirlikleri, yatırım fırsatları, B2B görüşmeleri, ticari ve insani birliktelikler ile yeni ortaklıklar için zemin oluşturmaktır.” İfadelerinde bulundu.

Yürütme Kurulu Başkanlıklarını BDU adına Nalan Özkan, SHK adına ise Hakkı Korkmaz yapacağı “Uluslararası Sağlık Turizmi & Gastronomi & Hijyen Fuar ve Zirvesi” iş birliği protokol imzası sonrası  SHK Fuarcılık Adına Sevda Korkmaz yaptığı konuşmasında “ gerçekleşecek olan bu organizasyonda, bir yandan sektörlerin tüm aktörleri fuarda yerlerini alırken, diğer yandan da sektörlerin önde gelen isimleri, sektörün geleceğini, yapısal veya kurumsal değişim ve dönüşümü çeşitli oturumlarda, workshoplarda ve panelde tartışacaklar.” Şeklinde zirveyi özetledi. 



Yıllık Eğitim Forumlarla bilgi genişletmeleri, becerileri yenilemeleri, düzenli eğitim ve katılım programları sağlamanın yanı sıra yapılandırılmış mentorluk ve mesleki gelişim için ilişkiler kurmaya yardımcı olmayı, bireyler, hükümetler ve kültürler arasında iletişimi, anlayışı ve işbirliğini kolaylaştırmaya kararlı en üst düzeyde toplu uzmanlık ve eğitim, bilgi ve tavsiye sağlamayı ve Dünya’nın dört bir yanından meslektaşları yeniden bir araya gelmelerini sağlamayı amaçlayan kapsamlı bir kaynak koleksiyonuna sahip BDU’un toplantısında sürpriz yaşandı, Küveyt Temesilcisi Nalan Özkan’ın, Katar Temsilcisi Recep Demir’in, BDU üyesi Özlem Akyüzlü’nün müşterek  doğum günü kutlaması oldu.

Kalamış Marina Peysage Restaurant’ın  nefis yemekleri eşliğinde görkemli pasta üyelere ikram edildi.


yilmazparlar@yahoo.com

 

8 Ağustos 2021 Pazar

Ayıplı şirketlerin yeni taktiği “yeşil badana” mı?-Yılmaz Parlar

  Ayıplı şirketlerin yeni taktiği “yeşil badana” mı?

Pandemi süreci ile birlikte Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) başlattığı toplantılar, konularında uzman pek çok kişi ve kurumların yoğun ilgi ve desteği ile devam ediyor. Türkiye’de farklı sorunlara yeni bakış açıları kazandırma ve çözüm arayışlarının sürdüğü toplantıların yedincisi olan İzmir’deki Küresel Isınma Kurultayı sırasında ortaya çıkan “yeşil yıkama” kavramı, geçtiğimiz akşam Türkiye’nin en önde gelen uzman isimlerinden biri olan Dr. Uygar Özesmi’nin verdiği seminerde detaylarıyla irdelendi. Yoğun bir katılımın olduğu seminer, izleyenlerden gelen sorularla geç saatlere kadar devam etti


EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde “Sistemik Bakış: Orman Yangınları, İklim Krizi ve Yeşil Yıkama” başlığıyla Dr. Uygar Özesmi tarafından verilen seminerde, özellikle yeşil ekonomi konusunda atılan kimi adımların, sergilenen bazı faaliyetlerin sahte ve toplumu yanıltıcı olduğu vurgulandı.

Türkiye’de sertifikalı sürdürülebilir orman alanları yalnızca yüzde 28

Sistematik bakış açısıyla Türkiye’deki orman koruma alanları ve yanan ormanlar konusuna değinerek seminere başlayan Dr. Uygar Özesmi, Orman Sürdürülebilirlik Konseyi’nin Sertifikalandırma Sistemine bakıldığında 2012-2020 yılları arasında Türkiye’deki sertifikalı orman alanlarının her yıl arttığını ancak toplam orman işletmelerinin sadece yüzde 28’sinin bu sertifikayı almaya hak kazandığını belirtti.  Bu verinin aslında ürkütücü olduğunu ifade eden Dr. Özesimi, geriye kalan yüzde 72’lik alanların sürdürülebilir işletilmediği anlamına geldiğine dikkat çekti. 

Ormanlara sadece kesimlik kütük olarak bakmak yanlış

Dr. Özesmi, uydu görüntülerinden tespit yapan Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemine göre 2021’de 120 hektarlık bir alanın yandığını belirtti.  Bu alandaki yok olan ağaç varlığının bugünkü net değerle 2 milyar TL civarında olduğunu ve buraları söndürme ve ormanlaştırma maliyetinin ise 3,5 milyar TL olacağını tahmin ettiğini söyledi. Ancak buradaki TL değerleriyle ormanlara sadece kesimlik kütük olarak bakmanın yanlış olduğunu, çünkü biyolojik çeşitliliğin de korunması gerektiğini dile getirdi. Ne yazık ki biyolojk çeşitlilik açısından Türkiye’de sadece 46 koruma alanından oluşan 408 bin 500 hektar alan olduğunu bunun yanan alanın sadece 3,4 katı olduğu düşünülürse korunan alanları tüm orman alanının %30’una çıkartmak gerektiğini ifade etti.

Kalitesiz linyit kömürü çıkartmak üzere İkizköy’de ormanların kesilmek istendiğini, kömürün termik santrallerde yakılması ile ortaya çıkan karbonun sera etkisini tetiklediğini, bu negatif döngüsel sürecin sonunda artan iklim krizi ile ortaya çıkan orman yangınlarının yine dönüp gelip o termik santralı tehdit ettiğini gösterdi. Bu örnekten yola çıkarak sürecin iklim değişikliğine, iklim değişikliğinin de afetlere neden olduğunu veriler ve grafiklerle anlattı. 




Ayıplı şirketler, şimdi de “Yeşil Badana” ile aldatıyor

İklim Değişikliği ile mücadele konusunda şirketlere ve bireyleri temsil eden STK’lara artık daha büyük sorumluluklar düştüğüne dikkat çeken Dr. Özesmi, bu konuda yeterince toplumsal bir bilinç oluşmadığını verdiği bir örnekle açıkladı. Türkiye’deki son yangınlarda öne çıkan bir sanatçımızın kurduğu çok değerli bir derneğin dünyanın büyük ve iklim değişikliğine neden olan ayıplı fosil yakıt şirketlerinden biriyle “ahbap” ilişkisi içine girip maddi desteği kabul etmesinin tam da bu şirketlerin “Yeşil Badana”sına denk düştüğünü ifade etti. Bu nedenle, afetler ve orman yangınlarının başlıca nedenlerden biri olan İklim Değişikliği sorununun temelindeki iş modellerinin ekolojik ve sosyal faydası ile sağlık gibi toplumsal zararları hakkında herkesi bilinçli olmaya davet etti. Yeşil Yıkama’yı önlemek için özellikle bilim insanları, ekonomistler ve gazetecilerin sorgulayıcı ve bilinçli olması gerektiğinin altını kalınca çizdi. Dr. Özesmi’ye göre “Yeşil Badana”yı önlemenin yolu, şirketlerin üretim süreçlerinin denetlenebilir ve şeffaf hale gelmesinden, üretimlerinin insana ve doğaya ne fayda sağladığının ölçümlenebilir olmasından geçiyor. Ancak böylelikle, iklim değişikliğine neden olan şirketlerin toplumu aldatma yönünde artık “yeşil yıkama” ya da “yeşil aklama” yapamaz hale gelmeleri sağlanabiliyor.  

Yeni ekonomik sistemde şirketler de aktivist olmak zorunda

Dünyada artan çevre duyarlılığı, “İklim Değişikliği” ile mücadele ve “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkeleri ile şekillenen yeni ekonomik düzende artık şirketlerin de bir aktivist gibi davranmak zorunda olduğuna vurgu yapan Dr. Uygar Özesmi, dönüşen sürecin şirketler için bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Amerika Birleşik Devletleri’nde 2020 araştırmalarında Moderna ve Pfizer’ın dahi önünde en itibarlı şirket olarak “Patagonia” giyim ve spor malzemeleri şirketinin çıktığını, bunun nedeninin de aktivist bir şirket olmasında, müşterilerini çevre hareketi bağlamında örgütlemesinden kaynaklandığını söyledi.  Şirket ayrıca sivil toplum kuruluşlarına destek olurken, yeni döngüsel ekonomik sisteme uyumlanma ve ekolojik inovasyon konusunda başarılı olduklarını söyledi.. 




Artık tüketim değil doğayla dost “türetim” ekonomisi dönemi 

İklim Değişikliği ile mücadele sürecinde insanların doğayla uyumlu ve barış içinde oldukları bir gelecek için çalıştıklarını dile getiren Dr. Özesmi, dünyada artık ayıpsız mal ve hizmet üreten şirketlerin olduğu bu yeni bir iş modelinin giderek yaygınlaşacağına dikkat çekti. 

Türkiye’den çıkan ve Dünya’ya yayılan bir Good4Trust “iyiliğe güven” topluluğu oluşturduklarını açıklayan Dr. Uygar Özesmi, artık tüketim değil “Türetim Ekonomisi” kavramı ile ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim ve hizmetlerin oluşturduğu, iyilik ve güvene dayalı bir ekosistemin geliştiğini belirtti. Özesmi’nin verdiği bilgiye göre Good4Trust’ta niyet belgesini imzalayan ve üretim süreçlerini beyan ederek yedi üyeden oluşan seçici konsey tarafından onaylanan 344 üretici işletme faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 20 bin kişi bu topluluğa üye.

yilmazparlar@yahoo.com

17 Haziran 2021 Perşembe

15. Isınma Kurultayı -Yılmaz Parlar

  İzmir’in Refahını Artırmak ve Adil Paylaştırmak 


Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) tarafından düzenlenen ve  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in desdekleri ile İzmir tarihi Havagazı Fabrikasında, 14-15 Haziran 2021 tarihlerinde hibrit temasıyla 15.ncisi gerçekleşen Isınma Kurultay ikinci gününde  “Daha İyi Bir Yaşam İçin Kooperatifçilik Zirvesi işlendi.



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de köylümüz ve çiftçimiz başta olmak üzere tüm şehrin refahını artırmak ve bunu adil bir biçimde paylaştırmak için çalışıyoruz. Kooperatifçilik bu hedeflerimiz doğrultusunda önemli araçlardan biri”dedi



Daha iyi bir yaşam için kooperatifler olmazsa olmaz


Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak “Cumhuriyet döneminde kooperatiflerin çok önemli işlevleri olmuş. Sonraki dönemde kent kooperatifleri önemli başarılara imza atmış. Ama bir türlü kooperatifçilikte sürdürülebilir bir başarı elde edememişiz. Bu, üçüncü dönem. Artık hata yapma şansımız yok. Daha iyi bir yaşam için kooperatifler olmazsa olmaz” dedi. 


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, EGD Gazetecilere İzmir Tarımı ve kooperatifçiliğin geliştirilmesine yönelik çalışmaları hakkında bilgiler verdi.


Ülkemizde suyumuzun yüzde 77’si tarım için kullanıldığını, vahşi sulamayla içecek suyu bulamıyacağımızın altını çizen Soyer, “İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek, suyu az tüketen, bu toprakların atalık tohumlarını ve stratejik ürünlerini destekleyecek bir politika izleyerek, tarımda harcanan suyu yüzde elli oranında azaltmayı hedefliyoruz. Su israfını modern yöntemlerle değiştiriyoruz. Böylelikle, kuraklığa karşı çiftçimizi ve şehrimizdeki milyonları koruyor, içme suyu kaynaklarımızı teminat altına alıyoruz” dedi. 

 


Kooperatiflerin üreten çiftçiyi, köylüyü koruduğunu bunun döngüsünü örnekledi.

 

Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu doğrultusunda İzmir Tarımı politikaları ile yürüttükleri ifade eden Soyer “İzmir’de köylümüz ve çiftçimiz başta olmak üzere tüm şehrin refahını artırmak ve bunu adil bir biçimde paylaştırmak için çalışıyoruz.” şeklinde Kooperatifçilik hedefleri doğrultusunda icraatlarından örnekler verdi.



İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni kurduk

 

İzmir Tarımı ürün deseninin planlanmasından lojistiğe, ürünün işlenmesinden satış ve ihracatına, ARGE ve eğitim faaliyetlerine kadar kapsamlı ve çok yönlü bir süreci kapsadığını, Sasalı’da ‘İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni kurduklarını söyledi.


Soyer kooperatifler üzerinden yaptıkları milyonlarca liralık alımın, önümüzdeki iki yıl içerisinde yaklaşık üç kat artacağını, müjdeledi 


Atatürk, iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur 

 

Zirvede Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in Atatürk ve kooperatifçilik üzerine olan video kaydı da yayınlandı.


Mülayim, “Atatürk, iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur; bunun dünyada örneği yoktur. Türkiye’de çok fazla küçük üretici var. Küçük üreticiler kooperatif yoluyla gelişebilir. 

 


Kooperatifçilik moda akım değildir


Moderatör, ekonomist gazeteci yazar Meliha Okur panelde Türkiye’de kooperatifçiliğin sorunları ve çözüm önerileri üzerine konuşuldu. “Dünya tarihine bakınca 15 bin savaş çıktığını görüyoruz. Bu savaşların sebebi sudur. 2020 ve sonrasında dünya siyasetinde su konusu gündemde olacak. Tarımdaki vahşi sulama bu süreci hızlandırıyor” sözleriyle suyun önemine bir kez daha dikkat çekdi.


Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Yercan kooperatifçiliğin bir amaç değil araç olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Asıl olarak gıda güvenliği, aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği, genç ve kadın çiftçilerin korunmasının amaç olması gerektiğini söyleyen Yercan, “Kooperatifçilik moda akım değildir. Türkiye’de çok fazla kooperatif var. Bu, sürdürülebilir bir sistem değil. Kooperatif sayısını arttırmadan ortak sayımızı arttırmamız gerekiyor” dedi.

 



Kooperatifçilik tarihinde İzmir’in önemi


Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar “Atatürk 1913-1915 yıllarında Bulgaristan’da askeri ateşe olarak kalıyor. Orada kooperatifçilik sayesinde köylünün nasıl kalkındığını görüyor. Türkiye’de de başlamasını istiyor. Atatürk bir yandan meclis kurmaya, düzenli ordu oluşturmaya çalışırken bir yandan da köylülüğü örgütlemek için kooperatifçilik için uğraşıyor” açıklamalarında bulundu


İzmir İktisat Kongresi’nin İzmir’de yapılmasının nedeni, “İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı ve bittiği yerdir. Aynı zamanda ekonomik kalkınmanın başladığı yerdir. Atatürk yeni Türkiye’nin ekonomi politikalarının değişeceğini söylüyor. Yeni Türkiye’nin fetih değil ekonomi devleti olacağını anlatıyor. Ve diyor ki ‘Kılıçla fetih yapanlar yerlerini samanla fetih yapanlara terk edecektir.’ İzmir, bu nedenle tarım kooperatiflerinin başlangıç yerlerinden biridir” şeklinde Atatürk’ün kooperatifcilik hamlesini başlatdığını vurguladı. 

 

Ortak sayısı artmalı 

Milli Kooperatif Birliği Başkanı Muammer Niksarlı   “Türkiye’deki birliklerin yüzde 60’ı kendi üst birliğine bağlı değil. Merkez birliklerin Milli Kooperatif Birliği’ne bağlı olma oranı da yüzde 15. Kooperatiflerin kendi yapısına bakınca yüzde 65’inin bireysel ortak sayısının 100’ün altında olduğunu görüyoruz. Bu sayılarla piyasada ekonomik faaliyet yapmak zor” dedi. Kooperatifçilikle farklı bakanlıkların ilgilendiğini, farklı yasaların 41 kooperatif türü olduğunu, denetim sistemli. dikey örgütlenme zorunluluk olmalı” dedi.  

 


Küçük aile çiftçiliği önemli

Moderatör, Köy Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer tarımda kadının rolünün önemine değindi. BM, 2014 yılını küçük aile çiftçiliği yılı ilan etdiğini, küçük aile çiftçiliği önemsendiğini, birlikde güçlü hareket kabiliyetinin gerçekleğini söyledi.      

 

Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Seval Doğanlar  Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortağı Suna Kalaycı  

Zeytinlik Gölcük Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortağı Nazmiye Aynalı deneyimlerini paylaştılar 

 

    

 yilmazparlar@yahoo.com

9 Haziran 2021 Çarşamba

4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar zirvesi-Yılmaz Parlar

  4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar zirvesi

Önemli Mesajlar;

Her zaman “Enerji kaynağı varsa mutlaka bulacağız” diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Turkuvaz Medya Merkezi'nde düzenlenen “4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi”nde, "Bu yıl yeni bir sahada kuyu açabiliriz" diyerek gazın hayata geçeceği zamanı da açıkladı.





KKTC Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Doğu Akdeniz’deki ülkelerin tamamının Türkiye’yi denklem dışı tutmaya çalıştığını belirterek, “Türkiye ve KKTC dışında bütün ülkelerin ortak bir paydası var o da, Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz nasıl inşa ederiz, bu zenginliklerden Türkiye’yi nasıl faydalandırmayız, Türkiye’yi nasıl dışarda bırakırız. Bunun hesabı içindeler.” dedi. 



Online olarak katıldığı zirvede Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov “Güney Gaz Koridoru Türkiye ve Azerbaycan’ın enerji güvenliği ve stratejik rolünü güçlendiriyor. Ortak projeler her iki ülkenin dünya için önemini enerji merkezine çeviriyor, Avrasya enerji haritasında imzalarını temsil ediyor. Güney doğalgaz koridorunun ileride batı Balkanlar da dahil olmakla Avrupa ülkelerine doğru genişletme perspektifiyle enerji işbirliğimiz sürecek.”ifadelerini kullandı.



Turkuvaz Medya İcra Kurulu Üyesi Yasemin Gebeş’in Türkiye’nin 2023 Kalkınma Planı dâhilinde devletin enerji sektörünün gelişimine yönelik yaptığı çalışmalara bakıldığında çok yol alındığını dile getiren açılış konuşmasıyla başlayan, Turkuvaz Medya Merkezinde 7 Haziran 2021 pazartesi günü gerçekleşen 4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesinde; KKTC Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı konuşma yaptılar. Paneller; Okan Müderrisoğlu Özlem Doğaner Moderatörlüğünde T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez konuşmacıydı.   



Gelecek Nerede konulu panelin Moderatörü, PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu. Konuşmacıları, Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin, Turcas Petrol Yönetim Kurulu Üyesi & CEO Batu Aksoy, Akfen Holding CEO & Başkan Vekili Selim Akın, Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, 



Karbon Nötr Gelecek konulu panelin Moderatörü, Kearney Ülke Direktörü Onur Okutur. Konuşmacıları, Kalyon Enerji İcra Kurulu Üyesi Dr. Murtaza Ata , Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkan Vekili Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli, Zorlu Enerji Group CEO İbrahim Sinan Ak , Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem , BP Türkiye Ülke Başkanı Tümkan Işıltan, Enerjisa CEO Murat Pınar 

Pandemi Sonrası Madencilik konulu panelin Moderatörü, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güven Önal Konuşmacıları, Türkiye Kömür Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Erdoğan, Türkiye Madenciler Derneği 2.Başkanı ve Altın Madencileri Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz , TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer , TOBB Türkiye Maden Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan idi.



“Enerjimiz Geleceğimiz Ödülleri” 

“Sürdürülebilirlik Elçileri” projesiyle Çalık Enerji, “Zorlu Energy Solutions” projesiyle Zorlu Holding “Kalyon PV Güneş Panelleri Fabrikası  ve ‘Karapınar GES” Kalyon Holding. “Dünyanın İlk Karbon-Nötr Motor/Madeni Yağları” projesiyle BP Türkiye.  “Enerjimi Koruyorum” Enerjisa Enerji. “Doğa Bazlı Çözümler” projesiyle Shell. “Yerli Otomasyon Sistemi”projesiyle EÜAŞ. 

 “Türkiye’nin En Büyük Sürdürülebilir Kredi Sözleşmesi” projesiyle Enerjisa Üretim. “Forget the Gender” projesiyle  Sakarya Elektrik Dağıtım. “Biotrend” projesiyle Doğanlar Yatırım Holding ödül kazanan şirketler oldular. 


Okan Müderrisoğlu Özlem Doğaner Moderatörlüğünde T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı  Fatih Dönmez soruları cevaplandırdı,Özetle;  

 “Karadeniz’de bir yıl içerisinde 3 keşifle 540 milyar metreküplük rezerv bulduk. Bunlar Sakarya Gaz Sahası lokasyonunda gerçekleşti. Belki bu yıl içerisinde o sahanın güneybatısındaki bir sahada daha keşif amaçlı bir sondaj kuyusu açabiliriz. Bu bilinmezleri çok olan bir alan. Baştan bazı tahminlerle yürüyoruz. Çok küçük oranlarla başlayan tahminler yapılan çalışmalarla yüzde 90’lara ulaşıyor. Yukarıdaki sismik verilerden elde ettiğimiz verilere göre, ciddi bir tahmin imkanına sahip oluyoruz. Ondan sonra kuyuları açıyoruz. Artık çok daha ümitliyiz. Karadeniz’de ilave rezervler bulacağımızı düşünüyoruz” dedi. 


Bakan Dönmez “Ön mühendislik çalışmalar tamamlandı. Kritik malzeme siparişleri verildi. Planlanan takvime göre ilerleme sağlanıyor. Aksilik olmazsa 2 yıl sonra biz Karadeniz gazını 

kullanmaya başlayacağız. Tüm dünyada olduğu gibi ilk aylarda çok düşük miktarlarla başlayacağız. 40 üretim kuyusu açmayı planlıyoruz. İlk etapta üretim 8-10 kuyudan olacak. Karadaki işleme tesislerinin inşası ve hatların tamamlanması ile gaz temini sağlanacak.” Açıklamalarda bulundu.


4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde KKTC Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Türk enerji şirketlerini KKTC’nin büyüyen enerji ihtiyacını karşılamak için ülkeye yatırım yapmaya çağırdı. 



Bakan Arıklı, “Doğu Akdeniz havzasındaki enerji kaynaklarının son zamanlarda müthiş bir enerji kavgasına neden olduğunu dile getirerek havzada petrol ve hidrokarbon yatakları değerinin 1,5 trilyon dolara ulaştığını söyledi. Arıklı, bölgedeki 5 ülkenin Türkiye ve KKTC’yi bu zenginliklerin dışında bırakacak bir formül için gayret gösterdiklerini belirterek “Özellikle Güney Kıbrıs’ın Mısır ve İsrail ile yaptığı enerji ve savunma anlaşmalarının, Türkiye’yi dışarda tutmak için bir proje olduğu ortaya çıkıyor. Maalesef süper devletler de bu büyük politikaya engel olmak şöyle dursun, bilakis teşvikte bulunuyor. Türkiye kendisini bölgeden dışlamak isteyen bu güçlere karşı iki hamleyle ‘One minute’ dedi. Birinci hamle KKTC ile yapılmış olan arama ruhsat anlaşmaları. İkinci ‘one minute’ çalışması ise Libya ile yapılan münhasır ekonomik bölge anlaşması oldu. Böylece Türkiye güçlü bir aktör olduğunu ve Türkiyesiz herhangi bir hamlenin yapılamayacağını ortaya koydu. Umuyoruz ki Karadeniz’de Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği müjde gibi bir müjde de Doğu Akdeniz’den gelir. KKTC olarak Türkiye’nin tüm hamlelerinde yanındayız” dedi.  



Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov “Bugüne kadar Bakü-Tiflis-Ceyhan ile Türkiye’ye sadece 437 milyon tondan fazla petrol taşındı. Boru hattıyla Türkiye’ye Şahdeniz sahasından 81.7 milyar metreküp gaz taşındı. Azerbaycan ve Türkiye’nin dünya enerji haritasına kazandırdığı en büyük rol TANAP ve TAP gibi boru hatlarını barındıran Güney Gaz Koridoru’dur. 2018 Temmuz’dan bugüne 10.6 milyar metreküp enerji TANAP’tan taşındı. Türkiye’ye bu yılın 5 ayında 4.7 milyar metreküp taşıma gerçekleştirildi ve bu gazın 2.2 milyar metreküpü TANAP’ın payına düştü. 2.3 milyar metreküp TAP ile Avrupa’ya ihraç edildi. Bu yıl Türkiye’ye 8 milyar metreküp Avrupa’ya ise 6 milyar metreküpten fazla gaz ihraç edilecek.” Diyen Bakan  Şahbazov, Güney gaz koridorunun hidrojen enerjisini taşıma imkanlarının da araştırıldığını kaydeden Şahbazov, işbirliklerinin Nahçıvan ve yenilenebilir enerji sahası olarak planladıkları Karabağ bölgesinde süreceğini vurguladı.


Zirvenin sponsoları; Koza Altın İşletmeleri’nin Premium ve Türk Havayolları ile Türk Telekom Platin . Akfen, Aydem, Biotrend, Enerji SA Enerji, Enerji SA Üretim, Kalyon Enerji, Zorlu Enerji Gold  

Vakıfbank ve İMİB Silver Sponsor, 

Akkök Holding, BP, Doğrudan Elektrik, Eren Enerji, EPİAŞ, T.C Cumhurbaşkanlık Ofisi, Shell, TEİAŞ, TEDAŞ, EÜAŞ, BOTAŞ, TPAO, TPIC, ETİ MADEN, MTA, TKİ ve TTK i  destek sponsoru olarak yer aldılar.

Zirvede Eti Madenciliğin standı göze çarpanlar arasındaydı. Boraksddan elde edilen hijyenik ürünleri katılımcıların dikkatini çekdiği gibi ürün numunelerinden eşontiyon dağıtdılar 


yilmazparlar@yahoo.com


7 Haziran 2021 Pazartesi

Muhteşem Sanat Fuarı Artcontact-Yılmaz Parlar

  Muhteşem Sanat Fuarı Artcontact

Yönetim Kurulu Başkanlığını Bilgin Aygül’ün yürüttüğü  ATİS Fuarcılık muhteşem sanat fuarına imza atdı. ArtAnkara’dan sonra, ArtContact İstanbul, Uluslararası çağdaş sanat fuarını sanat severlerin hizmetine sundu.



Camhane adlı Cam Sanat Merkezi’nde harika benzersiz cam objeleri sanatını sürdüren Yasemin Aslan’ın ArtContact fuar bölümünde söyleşi yaptığımız ATİS Fuarcılık’ın Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Aygül yaklaşık 40 sene fuarcılık yaptığını 7 sene ArtAnkara Sanat Fuarı düzenlediklerini planlarına İstanbul’u ilave etdiklerini ve devam edeceklerini söyledi. 



ArtContact “Sanata Katkı Onur Ödülü” alan  Bedri Baykam’ın konferansı sonrasında kendisine ait “Piramid Sanat Merkezi”nde sergilediği resimlerini izledik. Küresel çapta değişmeyen politika duruşu, sergileri, manifestoları ve kitapları ile bilinen çok yönlü güclü sanatcı Bedri Baykam’ın eserleri yine birbirinden farklı güzellikde... Yazdığı kitaplarınıda sergileyen sanatcının Standı ziyaretcierin ilgi odağıydı.



Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nin 10 bin metrekare kapalı, 5 bin metrekare açık alanında; Bedri Baykam, Devrim Erbil, Ertuğrul Ateş, Prof. İsmail Ateş, Mehmet Aksoy, Metin Yurdanur gibi isimlerin yanı sıra genç yetenekli 1000 den fazla sanatcıların, sergiledi eserlerinden biride takdirle karşıladığımız ilgimizi çeken Anadolu Üniversitesi Heykel Bölümünden mezun Mustafa Tuğrul’un atıklardan yaptığı eseri oluyor.



Paslanmış metal levhalar, kırmızımsı turuncu contalar, sökülmüş araba parçaları hurda parçalarını yaşamdan flora, fauna ve insan figürleri heykellerine kalıplayarak esere dönüştürmesinin yanı sıra çevreci mesajı çok daha önemli. Pelin Boyçelebi Demir, Ebru Özaytekin Akbaş, Hande Tortemel Ocak,Gamze Vuleyin Yıldırım, gibi sanatcı ve sanatseverlerle hatıra çekdirdiğimiz at-şovalye heykeli için  Mustafa Tuğrul eserleri hakkında söyleşmizde;

Sanatcı “Ağırlıklı olarak çalıştığım malzeme metal ve metal atıklar, malzemenin sertliği ve dayanıklılığı benim tercih sebeplerimden biri olmuştur, ayrıca atık metal malzemelerin dış görünümlerinde kendine özgü estetik unsurlar taşıdığını düşünüyorum.

Sanatımda genellikle insanların çöp olarak nitelendirdiği, kullanımını, ömrünü yitirmiş metal atık malzemeler kullanıyorum. Benim için hiçbir nesne çöp değildir, amacım sanatta geri dönüşümü yakalamak ve insanlara aslında çok iyi bildiği fakat genellikle çöp olarak gördüğü malzemeleri sanat eseriyle bütünleştirip, sunmak ayni zamanda  geri dönüşüm olanaklarını Heykel sanatıyla bütünleştirip  atık malzemenin kendi saf estetiğinden faydalanmaktır. Bununla birlikte Sanayileşme ve sonrasında gelişen Toplumsal değişim sürecini ve bu sürecin getirdiği malzemeyi estetik bir dil ile yorumlamaktır. Üzerinde çalıştığım konular ise; insan ilişkileri, içsel problemler, atık malzeme ile oluşturulan hayvan ve figüratif soyutlamalardır.”şeklinde ifade ediyor.



Yıllarca sanat galeri yöneticiliği ve danışmanlığı yapan Ayşegül Abay’ın standı çok ilgi görenler arasındaydı. Bünyesindeki sanatcıların eserlerini görmeye gelenlerin arkasında gizli Ayşegül Abay isminin payı çok büyük. 



35 yıl üzeri süre önce, Selvin Cuhruk Gafuroğlu tarafından Ankara'da kurulan, İstanbul Arnavutköy'de ve Nişantaşı'nda actigi yeni galerileri  ile birlikte sergilerine devam eden Galeri Selvin’in, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve yüksek lisans eğitimi ardından resim bölümü Devrim Erbil Atölyesi’nde tamamlayan sanatcısı Bahri Genç’in resimleride çok ilgi gördü.




Pandemi kurallarına uygun olarak gerçekleştirilen Fuarın hijyenik sponsorlarından  Hipokrat Mask gelen ziyaretcilere paket maske dağıtdı. Her köşede ayak basmalı hijyenik dezenfektan aparatları ile fuarın sağlıklı olmasını sağladı. Hipokrat Mask İş geliştirme Uzmanı  Meşale Şimşek’den aflığımız bilgilere göre “Antivirüs ve antibakteriyel işlevli kumaştan üretilmiş yüz maskesi, partiküllere karşı etkin koruma sağlıyor, toz, bakteri ve virüsler. %50 sponbond, %50 meltblown, ön yüzeye gümüş iyon katmanı 0.1 nm gümüş iyon katmanı + 0.1 nm katmanı biopolimer kitin, arkada gümüş iyon tabakası 0.1 nm gümüş iyon tabakası + 0.1 nm bio polimer kitin tabakası kumaşın antivirüs direnci, akredite test laboratuarı tarafından test edilmiş standardına uygunluğu onaylanmış”



Fuarın en küçük  sanatcısı yaptığı eserin birini Beşiktaş Belediye Başkanı, diğerinide İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı satın alıyor. İran asıllı minik sanatcı elde etdiği paralarla sokak hayvanlarına kedi-köpek maması alıyor.

yilmazparlar@yahoo.com 

20 Ocak 2021 Çarşamba

Markalaşmak Neden Önemli

.

    Markalaşmak Neden Önemli

Ürünü değerli yapan marka, markaya değer verende ödül.

Lob'in Turkey Başkanı Fahri Ustaoğlu,  2021 Uluslararası Marka Liderleri Zirvesinde ürünün markasına yapılan yatırımın çok önemli olduğunu vurgulayarak,  “Marka, o ürüne kıymet, kişilik, isim veren bir değer. Markalaşmaya çok önem vermek gerekiyor."  dedi.



Başkanlğını Fahri Ustaoğlunun koordinatörlüğünü Fehim Ustaoğlunun yaptığı Lob'in Turkey tarafından düzenlenen 2021 Uluslararası Marka Liderleri zirvesi,19 ocak 2021 salı günü Tarabya, Vilayetler Evinde gerçekleştirildi. 

Hızla gelişen dünyamızda rekabetçi ve sürekli değişen marka ortamında yenilikçilik, çeviklik ve tüketici içgörüleri ile marka başarısını sağlayanlar ödüllendirildi.

Sunumu oyuncu Metin Yıldız ve Ceylan Yılmaz’ın, Kırmızı halı sunumunu Best Model 2020 Yüz güzeli Aleyna Deniz’in üstlendiği Zirvede yapılan konuşmalarda; Rekabetçi markaların merceğinden, marka pazarlama ekosistemini etkileyen, tüketicilerin zamanı ve ilgisi için verilen mücadele, dijital deneyimin gittikçe parçalı hale geldikçe yoğunlaştığı, değişim yaşandığı, tüketicilerin gerçek insan bağlantısı ve aidiyeti için çevrimiçi topluluklara yöneldiği, çevrimiçi topluluğun rolü ve değeri önem kazandıkça, rakip markalar tüketicilere daha derin, daha hızlı bir şekilde ulaşma fırsatını yakalayan markalara sahip olduğu vurgulandı.



Yerli yabancı katılımcılarla oldukca yoğun ilgi gören ve elit bir davetlinin icabet etdiği zirvede; Tüketici Diyaloğu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Ortadoğu Başkan Yardımcısı Ekonomi Senatörü Musa Karademir moderatörlüğünde birde, marka ile ilgili panel programı yer aldı.

Panelistler; Consulta iletişim ve marka yönetim hizmetleri kurucusu Nilgün Cengiz “Markaların iletişim stratejileri”,Tüketiciyi güçlendirme yönetim kurul başkanı Jale yanılmaz “Tüketicilerde marka bilinci”, Medya mensubu Yılmaz Parlar “Marka ve medya” konuları hakkında bilgi paylaştılar.

Panelde; Marka değerinin temel boyutlarından biri olan marka bilinci, bir markayı değerlendirme kümesine dahil etmenin ana faktörü olduğu,

genellikle tüketicilerin satın alma kararının bir ön koşulu olarak kabul edildiği, marka farkındalığının önemi ifade edildi.

Bir marka iletişim stratejisi, özünde, gerçek bir işin veya markanın dünyaya doğru zamanda doğru insanlarla doğru şekilde konuşacak şekilde iletilmesinin bir yansıması olduğu, dünyaya verdiği fayda, hikaye oluşturabilecek en temel bölümlere, şirketin gerçekte ne yaptığı, anahtar tipteki insanlara hitap etmesi gerektiği gibi bilgiler dile getirildi. 

Günümüzün sofistike medya ortamı, bilgili pazarlamacılar için her zamankinden daha fazla araç ve platform sunduğu günümüzün en yenilikçi pazarlamacılarının, markalarını büyütmek tüm medya stratejileri, oluşturma sırasında aynı yaklaşımı benimsedikleri belirli hedefleri ve belirli demografisi olmaı gerektiği şeklinde özet olarak paylaşıldı.



Ödüle layık görülen Tüm Kalkınma İş Adamları ve Girişimciler Derneği (TÜMKİAD Başkanı Nihat Tanrıkulu teşekkü konuşmasında “Birilerinin emrinde olan değil devletçi olanların ve devletin emrinde olan iş dünyasının yeni yüzü olsun diye bir STK kurduk tüm dünya bunu böyle bilsin. Bize katılmak isteyenlerde bunu bilerek gelsin yoksa içimizde barınamaz…Allahtan korkan  kimseden korkmaz..” gibi sözlerle müstakil olduklarını açıkladı.

Pheda menager Dr. Esat Başaran zayıflama ve diyabet için alternatif ilaç hakkında bilgi verdi.

Ödül törende ayrıca  "Türkiye'nin Uluslararası Haber Ajansı Markası" ödülü Anadolu Ajansına, "Yılın Ekonomi Kuşağı" ödülü A Para kanalında "Seans Öncesi" programını sunan Şafak Tükle Uysal'a, "Yılın En İyi Spor Programı ve Sunucusu" ödülü "VAR Odası" programıyla Ertem Şener'e verildi.



Ödül plaketlerin yanı sıra verilen sertifikaların ödül sahibi isimleri kaligraf sanatcısı Fatma Geyik tarafından yazıldı. 

1988 yılında Türkiye'nin ilk Tüketici Dergisi ile tüketicinin bilinçlenmesi, tüketici haklarının yaygınlaştırılması ve kalitenin yükseltilmesi için çalışmalar yapmaya başlayan LOB'IN (Leaders Of Branding Intelligence Summit) ekibi Fahri Ustaoğlu başkanlığında Fehim Ustaoğlu koordinasyonunda 34 yıldır faaliyetlerini yurtiçinde ve yurtdışında sürdürmektedir.


yilmazparlar@yahoo.com

12 Ocak 2021 Salı

Veribilim Yazılım, İnovaLİG Türkiye Şampiyonu oldu

.

 


Veribilim Yazılım, İnovaLİG Türkiye Şampiyonu oldu 


Veribilim Yazılım, Türkiye’nin inovasyon liderleri arasına adını yazdırdı. 61 ilden 1.236 firmanın başvurduğu yarışmada, Veribilim Yazılım Şirketi Veribase.com markası ile, İnovaLİG 2019 İnovasyon Döngüsü kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapılan 8.Türkiye İnovasyon Haftası etkinliğinde, dereceye giren firmalara ödülleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ve TİM Başkanı İsmail Gülle tarafından verildi. Birincilik ödülünü Veribilim Yazılım Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Sarı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve TİM Başkanı İsmail Gülle’den aldı. 


Türkiye’nin en İnovatif firmalarından birisi olduğu tescillenmiş oldu 


İnovaLİG 2019 İnovasyon Döngüsü Birinciliği ödülüne ilişkin görüşlerini paylaşan Veribilim Yazılım Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Sarı, şunları söyledi: 

“İnovasyon konusunda ülkemizin yerli ve milli yazılım firmaları arasındayız. İnovasyon, şirketimiz için her zaman öncelikli bir konudur. Sürekli olarak müşterilerimize ve kullanıcılarımıza; daha iyi nasıl hizmet verebiliriz ve hayatlarını nasıl kolaylaştırabiliriz diye düşünüyoruz ve yazılım çözümlerimizi buna göre geliştiriyoruz. Yarışmaya başvuran 1.236 firma arasında seçilerek, Kobi ölçeğinde İnovasyon Döngüsü kategorisinde Türkiye Şampiyonu olarak Türkiye’nin en inovatif firmalarından biri olduğumuz bu ödül ile tescillenmiş oldu” dedi. 


Başarının anahtarı “İnovasyon’dan” geçiyor 


Firma olarak daima inovasyona yönelik projeler yürüttüklerini belirten Veribilim Yazılım Kurucu Ortağı ve Satış Pazarlama Müdürü Duygu Sarı, şunları kaydetti: 

“Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Girişimcilik, İnovasyon, Yönetim konularında tamamladığım yüksek lisansla birlikte, şirketimizde pek çok konuda stratejik yönetsel kararlar aldık. Bunlardan bir tanesi de inovasyon oldu. Başarının anahtarı “inovasyondan” geçiyor. Bu bakış açısıyla çalışmalarımızda her zaman inovasyona yönelik projeler yürütmeye devam edeceğiz. Inovalig yarışması, heyecanla başvurduğumuz ve birinciliği hedeflediğimiz bir yarışmaydı. “Bir fikrim var” modülümüz ile İnovasyon Döngüsü kategorisinde birinci olmak Veribilim Yazılım ekibi olarak bizleri çok gururlandırdı ve bundan sonraki çalışmalarımızda da bizi motive edecek” diye konuştu. 



“Bir Fikrim Var” Modülü Birinciliğe taşıdı 


İnovaLİG 2019’da “Bir Fikrim Var” modülünün birinciliği getirdiğini ifade eden Veribilim Yazılım Kurucu Ortakları  Bülent Sarı ve Duygu Sarı, şunları anlattı: 

“İnovaLİG ödülünü, geliştirdiğimiz “Bir Fikrim Var” modülümüz ile aldık. Tüm kullanıcılarımıza, çalışanlarımıza ve paydaşlarımıza açık bir modüldür. Tüm kullanıcılar ekranlarında bulunan bu modül üzerinden, şirketimize yılda yaklaşık 600 civarında fikir iletiyor, biz bu fikirleri alarak ar-ge ekibimizle değerlendiriyoruz ve ortalama 450’sini hayata geçiriyoruz. 10.000 kullanıcı, sürekli fikirlerini iletiyor ve bu da sistemlerimizin ileri düzeyde gelişmesini sağlıyor.  Herhangi bir ilaç firmasının A’dan Z’ye tüm satış ve pazarlama yazılım altyapısını sağlıyoruz. Müşteri veritabanlarından saha ekibinin planlanmasına ve segmentasyonuna; ziyaret ve sipariş süreçlerinin yönetilmesinden sunum işlemlerine kadar tüm ihtiyaçlarını sistemimiz üzerinde bulabiliyorlar. Veribilim Yazılım olarak Veribase.com markamız ile Türkiye’de ilaç sektöründe CRM denildiğinde ilk akla gelen lider markayız” şeklinde sözlerini tamamladı. 




İnovaLİG 2019 yılı hakkında: 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye’nin ilk inovasyon geliştirme programı İnovaLİG’in sekizincisini, 8.Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri kapsamında düzenledi. İnovaLİG ödülleri inovasyonun 5 ana kategorisinde (İnovasyon Stratejisi, İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü, İnovasyon Döngüsü, İnovasyon Kaynakları, İnovasyon Sonuçları)  her yıl sahiplerini buluyor. Hem büyük firma, hem kobi olmak üzere 2 ayrı ölçekte İnovaLİG şampiyonları belirleniyor. İnovaLİG 2019 yarışmasına, 61 ilden 1.236 firma, inovalig web sitesi üzerinden başvurusunu yapmıştı. İnovaLİG 2019 ödül töreni 18 Aralık 2020 tarihinde yapıldı. 



yilmazparlar@yahoo.com

26 Aralık 2020 Cumartesi

Haklarını Biliyormusun Tüketici

.

   Haklarını Biliyormusun Tüketici

Tüketici çıkarlarının savunucusu olarak hareket ederek, tüketicileri korumak, haklarını bilgilendirmek, eğitmek amaçlı tüketici refahını artırmaya ve tüketicileri kendilerini korumaları için güçlendirmeye kararlı yeni bir dernek, Tüketici Diyaloğu Merkezi (TÜDİYAD) kuruldu.




Yönetim Kurulu Başkanlık görevini, Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Ortadoğu Başkan Yardımcısı, Alipour Group Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Musa Karademir’in üstlendiği Tüketici Diyaloğu Merkezi (TÜDİYAD) adil bir pazarda güvenli ve sürdürülebilir tüketime yönelik tüketiciyi iyileştirme çabasında güvenilir ses olarak faliyetlerini sürdürecekdir. 

Kurucuları, kendi alanlarında yetkin ve uzman kişilerin gönüllü olarak oluşturduğu,  “Geçmişin Birikimi, Geleceğin Güveni” sloganıyla sivil toplum hayatına katılan TÜDİYAD, sivil toplum kuruluşu bir formda, kar amacı gütmeyen bir yapıda olup, tüketicilere yönelik iletişim yoluyla özel sektör, medya ve hükümet gibi diğer paydaşlarla ağ kurarak diyaloğ sağlıyacakdır.

Sürdürülebilir tüketim kavramını dikkate alarak tüketici çıkarları odaklı olarak adaleti desteklemek faaliyetleriyle, işlevleri proaktif, yapıcı ve azimle yerine getirmek niyetinde olan TÜDİYAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Musa Karademir, dernek hakkında “Sivil toplum kuruluşlarının, politika üretmeye katkı sağlaması önemlidir. Evrensel tüketici haklarının korunmasında, geliştirilmesinde ve güçlendirilmesinde, kurucular kurulu olarak, üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmek için çaba harcayacağız. Biz, şeffaflığı, hesap verebilirliği, kaliteyi, mükemmelliği, iyi yönetişim odaklılığını, sürdürülebilirliği, öz değerler olarak görmekteyiz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik günümüz dünyasında çok önemlidir.  Şeffaflık; var olan bir bilginin açık toplum anlayışı kapsamında, kamuoyu ile paylaşılmasıdır.  Hesap verebilirlik de şeffaflığın tamamlayıcı olan bir kavramdır.Şeffaf kurumlar, kamuoyunun bilgi edinme özgürlüğüne açıkça cevap verebilen yapılardır. Yasal bir zorunluluk olmamakla beraber, kamuoyunu bilgilendirmeyi, toplumumuzun geleceği için yaptığımız faaliyetlerimizi ve finansal gelir-giderlerimizi “kamuoyuna” sunmanın, sosyal ve toplumsal bir görev olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca, diğer paydaş ve bileşenler olan dernekler, federasyonlar ve konfederasyonlarla da sıkı işbirliği içinde olacağız. Avrupa Birliği ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla sürekli iletişim kuracağız. Başta AB fonları olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışı diğer hibe ve fonlardan yararlanarak, farklı projeler üreteceğiz. En önemli projelerimizden biri de“Birey-Toplum Stratejik Haklar Merkezi-TOHMER” olacaktır. TOHMER ile güçlü ve farkındalık yaratacak olan bir “tüketici ekosistemi” oluşturmayı hedefliyoruz. Bu ekosistem de tüketime konu olan evrensel tüm konular olacaktır ve tüketici haklarının korunmasında çalışan diğer tüm STK’lar, üniversiteler, sendikalar, barolar, dürüst üreticiler bir arada, etkin işbirliği ve güç birliği içerisinde hareket edecektir. Toplumu kucaklayan, sorunlara çözüm odaklı yaklaşan, önceliği birey olan bir sivil toplum kuruluşu olarak, sorun-çözüm odağıyla hareket etmeyi hedeflemekteyiz.” Şeklinde dernek faliyetlerini özetledi 




Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bengü Bilik  de yaptığı açıklamasında “Tüketici haklarının korunması, geliştirilmesi ve tüketicilerin kendilerini koruyabilmeleri için gerekli bilinç düzeyini oluşturmayı amaçlıyoruz. Ayrıca rekabet hukuku alanında ve rekabetin korunması ve tüketici lehine oluşan haksız rekabetin giderilmesi için gerekli çalışmaları yapacağız. Tüketici haklarının birey ve toplumun genel haklarının korunması konusunda da mücadele edeceğiz.”dedi

Kişisel verilerin gizliliğini koruyarak temel değerler şemsiyesi altında tüketici uyuşmazlıklarının önlenmesi ve arabuluculuk yapılması, tüketicilerin kültür ve haklarını öğrenmek ve kendilerine yardımcı olma yeteneklerini geliştirmek için gençler, yaşlılar ve yeni göçmenler dahil olmak üzere toplumun çeşitli katmanlarına yönelik eğitim programları, söyleşiler, sergiler, eğitimler ve atölyeler düzenli aralıklarla gerçekleşecekdir.

Tüketicinin sesini ve ağını temsil etmek, insan haklarına saygı talebi, doğası gereği ahlaki değerlere dayanır. İnsanlık onuru için çok önemlidir. İnsan hakları olmadan insan potansiyeli tam olarak gerçekleştirilemez. İnsan hakları basitçe bu anlayışı bireysel seviyeden kitkesel topluma aktarır. 

İnsan hakları kavramının temelini oluşturan iki temel değer vardır: birincisi insan onuru ve ikincisi eşitliktir.  Bu anlayış evrensel olarak kabul edilmektedir. Uluslararası toplum, 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul ederek insan haklarını korumaya olan sarsılmaz bağlılığını çoktan ilan etti. Stratejik haklar, ihtiyaç duyulan insan hakları konularında toplumun eğitilmesine yardımcı olur.  

Saygın tüketicinin koruyucu örgütü olan TÜDİYAD dernek, bağımsız ulusal, kar amacı gütmeyen, gönüllülük temelli bir kuruluştur. Güvenlik hakkı, Dinlenme hakkı, tazminat hakkı, Tüketici eğitimi hakkı, Sağlıklı bir çevre hakkı vs.gibi daha bir çok haklar konusunda öncelikli ele alacağı stratejik konularda çalışmalarını sürdürecekdir. 

TÜDİYAD Kurucular Kurulu

Musa Karademir (Yönetim Kurulu Başkanı), Bengü Bilik (Yönetim Kurulu Başkan Yrd.), Yılmaz Parlar (Yönetim Kurulu Başkan Yrd.), Işıner Güngör (Genel Sekreter, Halis Yılmaz (Kurucu Üye),Burhan Otçu (Kurucu Üye), Serpil Sabaz (Kurucu Üye), Nilgün Cengiz (Kurucu Üye), Dilek Türkmen (Kurucu Üye), Erinç Aşıcıoğlu (Kurucu Üye)


yilmazparlar@yahoo.com